Ersun Yanal, cesur ve bir o kadar riskli kadro tercihi ile
Başakşehir karşısına çıktı. Son iki sezonun en iyi takımlarından
biri olan Başakşehir gibi tecrübeli bir rakibe karşı bu kadar
ofansif bir 11 kadar, Adebayor karşısındaki stoper tercihleri de
ilginç ve tartışmaya açıktı. Açıkçası 11'ler açıklandığında
Trabzonspor'un bu kadroyla gol bulabileceğini ancak kazanması için
de 2'den fazla atması gerektiğini düşündüm. Adebayor, ilk yarım
saat dolmadan sakatlanıp çıkmasa Yanal'ın cesur ama bir o kadar
bıçak sırtındaki kadro tercihleri, daha büyük hasar
alabilirdi..
Maça bordo-mavili takım iyi başladı. Önde iyi pres yaptılar, rakibi
çıkarmadılar. Burak Yılmaz'ın sıkı takibi ve tecrübesiyle
penaltıdan golü de buldular ancak 20'den sonra oyunu kendi
sahasında kabul etmek yerine ikinci golü aramaları gerekiyordu.
Yusuf, Abdülkadir ve Olcay'ın çok top kaybı yapması, Trabzonspor'un
oyununu bozdu. Emre, orta sahada yine ustalığını konuşturdu ve onun
başlattığı atakta Başakşehir penaltı kazandı ve kaptanıyla golü
buldu. İlk yarının hakkı da beraberlikti açıkçası. Skora isyan eden
isim yine kaptan Burak oldu. Ustalık eseri bir gole imza attı.
İkinci yarıda attığı gol, Avrupa'nın seçme santrforlarının
atabileceği türden bir goldü. Trabzonspor iki kez öne geçmesine
rağmen, yine ilk golden sonraki dakikalarda yaşadığı paniği sahaya
yansıttı. Başakşehir'in biraz vites yükseltmesi, Trabzon
stoperlerinin tecrübesizliği, kanattaki isimlerin rakiplerini iyi
takip etmemesi, bordo-mavililerin 2. golü kalesinde görmesine sebep
oldu. Bu 90 dakika elbette ki F.Bahçe ile İstanbul'da oynadıkları
maçı hatırlattı. Kadıköy'de de iki kez öne geçmiş ama 2-2 ile bir
puanla yetinmek zorunda kalmışlardı. Bu kadronun eksikleri var.
Stoper kalitesinin yükselmesi, beklerin hücuma katkı vermesi ve
kanatlarda oynayan isimlerin Burak'a daha çok servis yapması lazım.
Bardağın dolu tarafından da bakalım: Her şeye rağmen şampiyonluğun
adayı iki takıma deplasmanda (Fenerbahçe ve Başakşehir) mağlup
olmamak, gelecek adına bir umuttur