Galatasaray üyeleri kongrelerinde her zaman demokrasinin
varlığıyla övünürler ama son genel kurullarında aldıkları bir
kararla iki demokrasi düşmanını kulüpten atmayı başaramadılar.
FETÖ'cü oldukları tüm dünyada bilinen, biri 15 Temmuz'daki hain
darbe kalkışmasından önce memleketten tüm mal varlığını da alıp
arkasına bakmadan kaçan, bir diğeri de 250 şehidin verildiği
topraklardan firar eden iki ismi, Hakan Şükür ve Arif Erdem'in
üyeliklerine son verememek bir akıl tutulmasıdır. Galatasaray
Lisesi mezunu, kulüp üyesi bir kişiyi Fenerbahçeli olduğu ve sosyal
medyada Galatasaray'a hakaret ettiği için atılmasına onay verenler,
Türkiye Cumhuriyeti'nin düşmanlarının en yakınında yer alan ve
bugüne kadar bir kez olsun pişmanlıklarını dile getirmeyen bu iki
isme arka çıkıp bir de İzmir Marşı'nın en büyük düşmanları olan bu
FETÖ'cüler için el kaldırıp ardından İzmir Marşı okumak büyük bir
şuursuzluktur. Bir üyenin kürsüden yaptığı provokasyon dolu
konuşmanın ardından yaşananlar ise, Galatasaray yönetimi için de
ayrı bir akıl tutulmasıdır. Divan Başkanı İrfan Aktar'ın bu iki
FETÖ'cü için yapılacak oylama öncesinde yönetime dönüp, "Söz almak
istiyor musunuz?" dediğinde Galatasaray yönetiminden tek bir
kişinin bile kürsüye gelip, "Beyler siz ne diyorsunuz? 15 Temmuz'da
yüzlerce şehit verdiğimiz bu ülkenin düşmanlarını bu kulüpte mi
barındıracağız, bu ülkenin insanlarının yaşadığı o günlerden sonra
biz bu iki FETÖ'cü için nasıl üyemiz diyebiliriz" deme cesaretini
ve aklını gösteremedi mi? futbol sadece futbol değildir Türkiye
Cumhuriyeti'nin mahkemelerince kaçak olarak kabul edilen bu iki
FETÖ'cü için eski futbolcumuz demekle bir yere varamazsınız.