Berat Albayrak, 40 dakikada ekonominin yıllanmış sorunlarını çözeceğini iddia etti. Ortada yangın var ama kısa vadede ne yapılacağını hiç söylemedi.
Ülke 12 gündür İstanbul Belediye Başkanı mazbata
işini çözemedi. Türkiye ekonomisinin yıllanmış sorunlarını
40 dakika süren reform paketi sunumu ile
çözeceğini iddia etti! Ekonomi adına son umudum da tükendi!
Ortada yangın var ama kısa vadede ne yapılacağı
hiç anlatılmadı. Sanki kısa vadeli değil de 50 yıllık plan
yapıldı.
Mayıs ayında Tarımda Milli Birlik Projesi ve
Sanayide Yerlileştirme Projesi… Ağustos ayında
İhracat Master Planı…… Eylülde Turizm Master Planı
ve Lojistik Master Planı…
Yılsonuna doğru da kısmetse BES ve Kıdem Tazminatı
Reformu, Sosyal Güvenlik Reformu, İstihdam Eğitim Planlaması, Yargı
Reformu… Açıklananlar buydu!
Eğer Hazine ve Maliye Bakanı’nın açıkladıkları reformsa,
Karadeniz’deki hamsiler de balina… Bir şeyler
açıklayacak diye dinledim, 40 dakikama yazık
ettim. Meğer takvim açıklayacakmış, geç fark
ettim.
Peki, neden beklenti yaratıldı. Sanki bir şey açıklayacaklarmış
gibi pazartesi gününden
çarşambaya alındı. Disiplin, disiplin deyip
açıklamayı 2 gün ertelemişsin. Hangi sermaye
senin ekonomik programının disiplinine
güvensin?
SUNUM ÇELİŞKİLERLE DOLU
Biri bana program açıklanmadan önce “Berat Bey
fenalaştı, salon açıklamaları dinlemek için gelenlerle
doldu taştı, sunum mutlaka yapılmalı” diye gelse… Reform paketinin
sunumunu “Murat sen yapar mısın?” deyiverse…
İnanın yarım saat yeterli… Yok, ağustos
ayından beri çalışıyorlarmış, yok neler yapabileceklerini
araştırıyorlarmış. Hikaye…
Sunum çelişkilerle dolu… En önemlisi, Bakan Albayrak’ın
“Batık kredi oranının en yüksek yüzde 6 seviyesine
ulaşabileceği ortaya konmuştur” demesi…
Yahu bugün konkordatolarla birlikte batık kredi oranı yüzde
11’de… BDDK’nın aldığı kararla zararlar teknik
olarak bilançolara yansımıyor. Onlar batık
sayılmıyor, lakin patronların çoğu şirketi kapatmış
helvasını yiyor. Bakan mı bunu bilmiyor? Danışmanları mı onu
yanıltıyor?
Sayıları kim veriyorsa Bakan’a, ben de görüşmek
istiyorum onunla… Nasıl batık kredi oranını yüzde 6
bulduysa bana da anlatsa ya…
Kredi derecelendirme kuruluşları taa Amerika’dan
hesaplayıp gelecek yıl için bu oranı yüzde
15’e çıkartıyorlar, sen “Yüzde 6 olsun, bizim
olsun” diyorsun.
Hadi yüzde 6 batık diyelim. Bunun maliyeti 150 milyar
liraya gelir. Senin özel sektörünün 200 milyar
dolar borcu var. Geçen yıldan bu yıla dolar
kurunun artışıyla 400 milyar lira kambiyo zararı yazdılar.
Ve sen hâlâ en fazla yüzde 6 batık kredi olduğunu iddia ediyorsun.
Peki, öyle olsun!
Koskoca sunumda iki somut konu hariç ortaya çıkan
üç vakte kadar şunun reformunu, beş vakte kadar
bunun reformunu açıklayacağız demek. Fazlası değil!
Keşke WhatsApp grubu kurup mesaj olarak
gönderseydi, millet boşuna oraya kadar gitmeseydi! Paket dedi, kutu
çıktı. Açtırmasaydı kutuyu, söyletmeseydi…
KAYNAK NEREDEN BULUNACAK?
Önem verdiğim iki somut konuya gelince… Biri 2001
yılında IMF’nin bize uygulattığı programdan araklama… Kamu
bankalarına iç borçlanma senetleri yoluyla 28 milyar
lira sermaye konulacak. İyi de o zaman parayı IMF
vermişti. Şimdi nereden bulunacak? Nerede
kaynak?
Kamu bankaları bu parayı nerede kullanacak?
Sermaye olarak bilançosuna mı koyacak? Yoksa
battılar mı? Kamu bankaları bunlar, batamazlar! O zaman
“görev zararı” yazılacak!
Yoksa kredi olarak mı dağıtacak? O daha fena…
Detayları elbet açıklanacak! Bunu bu toplantıda açıklamayacaksanız
niye milleti topladınız?
İkinci somut konu daha da güzeli… Bakan, verilecek desteklerle
47 milyon olan küçükbaş hayvan varlığının
4 yıl içinde 100 milyona yükseltileceğini dile
getirdi. Destek dediği, yemlere karıştırılacak viagra,
mesir macunu gibi bir şey mi?
Bu hayvanları kesmeden nerede besleyeceksin? Zira hayvancılıkta en
büyük maliyetlerin başında gelen yem hammaddesinde yüzde 60
seviyesinde dışa bağımlıyız.
Dış dediğim ithalat… Ülkeyi öyle bir hale getirdiler ki ot
bitmiyor! Bildiğim kadarıyla küçükbaş hayvanlar da
diyet yapmayı sevmiyor!
Siz ciddi ciddi dinliyorsunuz ama adamlar dalga geçiyor. Güzel
kardeşim daha önceki paketlerde “büyükbaşa destek”
verilip sıfır faizle işletmeler kuruldu.
Milli Tarım Projesi adıyla duyuruldu. Şimdi ne
oldu da küçükbaş hayvana döndü politika?