Memur, emekli maaş zamları, EYT, asgari ücretteki artış gibi konular konuşulurken gözden kaçan bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum…
Milli Eğitim Bakanı, konunun temsilcilerini topluyor, toplantı yapıyor…
Toplantıda özel okul ücretlerine bu yıl yüzde 65 zam yapılacağı kararı alınıyor. Yanlış duymadınız yüzde 65…
“Bu nasıl bir rakam, çok yüksek değil mi?” diye düşünürken Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, kameraların karşısına geçerek, “Velilerimizi düşünerek, mağdur olmalarını önlemek için, özel okul temsilcileri razı olmasa da yüzde 65 zam konusunda ısrar ettik ve bu artışta kalınması konusunda mutabık kaldık” diyor…
Çok pardon, yüzde 65 zamla övünülür mü?
Bu özel okul temsilcileri ne kadar zam istiyordu da siz bunu yüzde 65’te tuttunuz?
Aklımızla alay mı ediyorsunuz?
Babacan’a bakar mısınız?
Çoktan sıkmaya başladılar…
Neredeyse seçim yapılacak hâlâ adaylarını açıklamadılar…
6’lı masadan bahsediyorum… İşin doğalı, masanın en büyük partisi CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olması gerekirken, gerek İYİ Parti lideri Meral Akşener’in inadı, gerekse CHP’li belediye başkanlarının hesabı yüzünden bu noktaya kadar gelindi. Yani belirsizlik…
Bu kaos ortamında masanın küçük ortaklarından DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’dan bir çıkış geldi. Babacan, “Biz hiçbir siyasi partiyle adaylar konusunda, olası isimler konusunda 'olur' ya da 'olmaz' demiyoruz. Altılı Masa'da hiçbir isimle ilgili olumlu/olumsuz hiçbir görüş zikredilmedi. Altılı Masa böyle bir mutabakata varırsa hem seçilebilme sorunu olmaz hem de en iyi şekilde yaparım, hiç sorun yok. Ama tabii Altılı Masa'nın mutabakatı gerekir" dedi.
Ya adama, ana muhalefet partisinin lideri bile ağız dolusu, şöyle göğsünü gere gere, “Bu masayı ben topladım, masanın en büyüğü de benim, bu nedenle ortak adayınız ben olmalıyım, layıkıyla da yaparım” diyemezken, oy oranın yani cüssen bile belli değilken sen nereden çıktın, demezler mi?