Rıza Sarraf’ı hiç tanımadım, bir defa olsun görmedim,
karşılaşmadım, müşterek tanıdıklarımızın olması mümkündür ama tek
bir ortak dostumuzun bulunduğunu bile zannetmiyorum, zira tamamen
farklı çevrelerin mensubuyuz...
Sarraf’ın mevcudiyetinden mâlûm haberler vasıtasıyla haberdar oldum
ve ismini birkaç hafta önce Kanlıca’da yaptığı söylenen izinsiz
inşaat iddiaları ile tekrar işittim.
Benim bu meşhur işadamı ile teşerrüfüm işte budur, yani adını
gazetelerde okuyup TV’lerde duymuş olmamdan ibarettir!
Sarraf’ı tanımadığımı, tanıyanları değil ama dostlarını bile
bilmediğimi böyle hemen girişte söylememin sebebi var: Aşağıda
yazacaklarımı okuyup da“Demek ki araları iyi”, “Ahbabını
kayırıyor”, yahut “Kimbilir nasıl bir menfaat ilişkisi
içerisindeler” diye düşünülmesinin peşinen önüne geçmeye
çalışmak...
Gazetelerde görmüşsünüzdür: Sarraf’ın Kanlıca’da yanyana iki
yalısı varmış, ikinci derece tarihî eser olan yalılarda tadilât
yapmak istemiş, Koruma Kurulu ve Büyüşehir Belediyesi’ne bağlı olan
Boğaziçi İmar Müdürlüğü projeyi onaylamış, derken tadilât
tamamlanmış ama yapılan işin projeye uygun olmadığı görülmüş!
Yalılardan birine kaçak kat çıkılmış, binalar birleştirilmiş, dış
cephe değiştirilmiş, korkuluklar sökülmüş, yalıların arasında bir
de asansör konmuş, vesaire, vesaire...