Yunanistan’da geçen Pazar günü yapılan referandum sayesinde
derin yabancı dilbilgimize Yunanca iki kelime ilâve edildi.
İlki “evet”, diğeri de“hayır” mânâsına
gelen “Ne” ve “Ohi”...
Entelektüel olduğuna inanıp herşeye karşı çıkan kesim her zamanki
gibi hemen“Hayır”ı, yani “Ohi”yi öğrenip benimsedi ve İstanbul
sokaklarında üzerinde“Ohi” yazılı pankartlarla Yunanistan’a
destek yürüyüşleri yaptılar...
Yunanca ile Türkçe, birbirlerinden asırlar boyunca karşılıklı
olarak dünya kadar kelime aldı ve bu kelimeler günlük hayatta hâlâ
kullanılıyor. Meselâ
kullandığımız “anahtar” ve “kilit” gibi onlarca
söz, balıkların neredeyse tamamının isimleri yahut denizcilikle
ilgili terimlerin birçoğu Yunanca’dır; bizim yüzyıllar boyunca
ettiğimiz ama artık unutmuş olduğumuz yüzlerce küfür de
Yunanistan’da bugün de yaşamaktadır.
Biz, “Ohi” gibi slogan olarak kullanılan son Yunanca
kelimeyi, tâââ 1918’de öğrendik; daha doğrusu İzmir ve Ege bölgesi
süngü zoru ile öğrenmeye zorlandı...
‘KATO’ VE EN YÜKSEK MEVKİ
Bu kelime “Zito!” idi
ve “Yaşa!” demekti.
1919’un 15 Nisan’ında İzmir’e çıkan Yunan birlikleri, rastladıkları
Türk askerleri, subayları ve sıradan halkı “Zito
Venizelos” yani “Yaşa Venizelos” diye bağırmaya
zorlamışlardı. İşgalin şartlarını hazırlayan
başbakanları Elefterios Venizelos’a silâh zoru ile de olsa
sevgi gösterisinde bulunmayı kabul etmeyen Türkler’e etmedikleri
zulüm kalmamış, hattâ “Zito” demeyi reddeden
Albay Süleyman Fethi Bey’i de yirmi küsur yerinden
süngüleyerek şehid etmişlerdi.