Netflix'te yeni gösterime giren The Great Hack filmi Carroll'un bu sözüyle başlıyor.
Film, bir süre İngiltere’de önce facebook uygulamasından
insanların kişisel verilerini kullanıp bunu politik amaçlarla
değerlendirdiği ortaya çıkan Cambridge
Analytica skandalını anlatıyor.
Önemi ise Brexit ve Trump’ın ABD Başkanı seçilmesi sürecinde Cambridge Analytica şirketinin önemli görev üstlenmesi ve seçmen kararlarını etkilemek için bunları kullanmış olması.
İnternette girdiği sitelerden, kredi kartı kullanımına,
mağazaların vitrininde ne
kadar vakit harcandığını güvenlik kameraları aracılığıyla
tespitinden, okuduğu, ilgilendiği, anında tepki gösterdiği sosyal
medya davranışlarına kadar kayıt altında tutulan davranışların
kişilerin dijital kimliğine etiketlenmesini gerçek kişilerin
ağzından aktarıyor.
Bunun sonucunda kişiye özel içerik akışlarının hangi yöntemle
sağlanıp,
sandığın nasıl etki altına alındığını gözler önüne seriyor.
Yani seçmenin kendi verilerinin kendisine karşı nasıl
kullanıldığını, seçimler için
stratejik iletişim kapsamında veri analizlerinin Trump’ın seçimi
dahil 44 sandıkta ne şekilde kullanıldığını ve nasıl başarı elde
edildiğini aktarıyor.
Yeniçağın yeni seçim sisteminin tüm gerçeğini önümüze koyuyor.
SİYASETİN YENİDEN İNŞA DÖNEMİ