Erdoğan’ın son TOBB toplantısında yaptığı konuşma, devlete ve
devletin kurumlarına bakışında geldiği noktayı net olarak ortaya
koyuyor.
Hele hele şu cümle “eline tam yetki geçerse” devleti ne hale
getireceğini bariz bir şekilde anlatıyor:
“Eski Türkiye tüm kurumları, tüm uygulamaları tüm alışkanlıklarıyla
artık miadını doldurdu.”
Erdoğan’a göre devletin bütün kurumları ‘ömrünü tamamlamış’
durumda. Bütün kurumların içine parlamento, yargı, TSK, emniyet,
istihbarat, eğitim, maliye, hepsi giriyor.
Eğer “miadı doldu” yerine ‘bütün kurumlar mahvoldu’ deseydi
anlardık!
Zira son 13 yılda devletin bütün kurumları mahvedildi.
Ne bağımsız yargı kaldı, ne güçlü bir ordu, ne polis teşkilatı, ne
dış ilişkilerde saygınlık, ne eğitimde millilik, ne güvenlik, ne
özgür basın, ne şu, ne bu.
Hepsini mahvettiler.
Çadır devletinden beter olduk.
Tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı, bir partili gibi AKP için oy
istiyor. Muhalefete çatıyor. Bazen eline Kuran alıp ‘tehlikeli bir
din istismarı’ sergiliyor, bazen devletin özerk kurumlarının
başkanlarına saldırıyor.
Kurumları ıslah etmek, aksayan yanlarını düzeltmek, çağın
gereklerine uygun reformlarla takviye etmek yerine “tek adama” daha
bağlı hale gelmeleri için yollara düşüp, “Verin 400 vekil, sistemi
de devleti de değiştireyim. Devletin kurumları miadını doldurdu”
demek devlet geleneğimizde olamayan bir tutum.