Çoğumuz bilmez, hatırlatalım; Her yıl 11 Haziran’ı takip eden
ilk Pazar günü Toprak Bayramı’dır. Üstelik bu, yasa ile belirlenmiş
bir bayramdır. 1945 yılında yürürlüğe giren 4760 sayılı kanun
gereği 11-17 Haziran arası Toprak Haftası olarak
kutlanmaktadır.
Toprak Bayramı’nın ilan edilmesinin çok güzel amaçları var: Doğal
ve yapay yöntemlerle toprak kaybını önlemek, toprakların amaç dışı
kullanılmasının önüne geçmek, toprakları bilimsel yöntemlerle
kullanmak gibi çok güzel amaçlar belirlenmiş.
Fakat pratikte böyle bir gerçeğin olmadığı, toprağın ve üzerindeki
hazinlerin talan edildiği, tarım arazilerinin öksüz bırakıldığı,
köylünün köyünü boşaltmak zorunda bırakıldığı bir ülkede Toprak
Bayramı’ndan bahsetmek mümkün mü?
Değil elbette.
Türkiye son12 yılda Belçika büyüklüğüne tarım arazisini tarım dışı
bırakan politikalar uyguladı. Türkiye’nin toplam tarım arazisi son
12 yılda yüzde 10 azalarak 23.9 milyon hektara geriledi.
Büyükşehir Kanunu’nu çıkartarak köyleri mahalleye çevirenler,
oturdukları bakanlık koltuğunda “yahu bu köyler neden boşaldı” diye
dalga geçercesine açıklamalar yapıyor.
Üstelik devletin kaynaklarını bir yandan rantiyecilere, yandaşlara,
diğer yandan mültecilere aktaran devlet köylünün yasa gereği alması
gereken yardımı “gasp ediyor.”
“Çünkü 5488 sayılı Tarım Kanun’un 21. maddesi, her yıl tarımsal
destekleme programlarının finansmanı için bütçe’den ayrılacak
kaynak milli gelirin yüzde birinden az olamaz diyor.