Yıl 2004… AKP’nin iktidarının 2. yılı. Gömlek değiştiren AKP’nin
gömlek değiştirdiği konuların başında Ermeni iddialarına bakış
olduğunun sinyalini aldık o tarihte.
O tarihte Türkiye’de Ermeni soykırımı iddialarında ve ardından
gelecek toprak talebin de yeni bir sayfa açılmış durumdaydı.
Bu bağlamda Adana’da meydana gelen gelişmeler ibret verici bir
boyut arzediyordu.
Anlatalım:
1996 yılında Beyrut’tan Adana’ya gelen Kevork Kajeryan adındaki
Ermeni, atalarından kendisine miras kaldığını iddia ettiği, tarihi
Osmanlı tapusunda bahsi geçen araziyi almak ister.
Aynı yılın Temmuz ayı içinde adli tatilin olduğu bir sırada, “kök
murisim babam Hagop Kajeryan’a ait” sözleriyle başlayan, elindeki
tarihi Osmanlı tapusunun yer tespiti isteğiyle Tapu Tespit Davası
dilekçesini mahkemeye sunar.
Nöbetçi hâkim Musa Ufuktepe, ‘acele’ kaydıyla dilekçeyi işleme
koyar. Tarihi tapunun güncel çevirisinin yapılması için Seyhan Tapu
Müdürlüğüne havale eder. Tapu bilirkişi/çevirmeni Fazlı Aşkar,
çeviriyi yaparak raporu hazırlar.
Bu raporda tarihi tapunun Hıçıroğlu Agop Ağa’ya ait olduğu
belirtilir. Yani davacı Kevork’un iddia ettiği gibi babası Hagop
Kajeryan’a ait değildir.
Bu belgeye rağmen, isim uyuşmazlığı apaçık ortada iken, hâkim 5 gün
içinde sonuç/karar belgesini verir. Arazinin Kevork Kajeryan’a ait
olduğunu tescil eder.
Bilirkişi Fazlı Aşkar, mahkemede, Ermenilerin bu toprak
taleplerinin sakıncalı olduğunu, bunun ardından geniş toprak
taleplerinin geleceğini belirtip söz konusu belgedeki isim
uyuşmazlığına dikkat çekmesi üzerine hâkim tarafından mahkeme
salonundan dışarı çıkarılır ve hâkimin isteğiyle gözaltına
alınır.