Kadir Mısıroğlu, birkaç gün önce attığı bir tweette, “Atatürk’e
zerre kadar muhabbeti olan cenazeme gelmesin” demiş. Hayatı boyunca
Atatürk düşmanlığı üzere yaşamış olan bir kişinin musalla taşına
konulduğunda da aynı düşmanlığın cenderesinde bir son merasim hayal
etmesi çok da şaşırtıcı gelmemeli.
Ancak bir kişinin cenaze namazının kılınabilmesi için hayatı
boyunca ortaya koyduğu yaşam tarazının tevhid anlayışına uygun olup
olmadığı, imam efendinin de soracağı “Musalla taşındaki kişinin
Mümin ve Muvahhid olduğuna şahit misiniz?” sorusunda anlamını
bulur.
Bu bağlamda Kadir Mısıroğlu için sorulacak bu soruya, olumsuz cevap
vererek ya da “haklarını helal etmediğini söyleyerek” tatsız bir
tablonun ortaya çıkabileceği ihtimalini düşünerek “Mısıroğlu
muhipleri” gerekli tedbirleri almalılar.
Şimdi teker teker bu tehlikeli maddeleri açalım:
Bir: Kadir Mısıroğlu, Ortadoğu’yu kana bulayan ve yüz binlerce
Müslümanın ölümüne yol açan Büyük Ortadoğu Projesi için “Bu bir
nimettir” demişti. Büyük Ortadoğu Projesi malumunuz baştan sona bir
Haçlı projesi. Projesi hazırlayan da, şekillendiren de, uygulamaya
koyan da Amerika ve Batı yani Haçlı güruhu.
Gâvurun İslam dünyasını kana bulayan bir projesine ‘nimet’ diyen
yani ‘lütuf, ihsan, iyilik’ diyen bir Müslümanın dindeki hükmü
nedir?