FETÖ İle ilgili televizyonlarda yayınlanan tartışma
programlarında konuşanların birçoğunu yakından tanıyorum.
Bazılarını ise yakından tanımasak da daha önce bu cemaat hakkında
neler söylediklerini, nasıl övgüler dizdiklerini gizleyemedikleri
arşivlerden okuyoruz, dinliyoruz.
İnanın bunları dinledikçe midemiz bulanıyor, daha ötesi midemize
kramplar giriyor.
Prof. Dr. Haydar Baş, yıllarca dil dökerek, Fetullah Gülen’in bu
ülke için nasıl bir bela olduğunu anlattığında kınayan, eleştiren,
yüksekten bakan bir sürü karaktersiz adamın bugün ekranlara çıkıp
“FETÖ şöyle kötüydü, böyle kötüydü, biz zaten bunu biliyorduk,
söylüyorduk” diye aşağılık kıvırmalarda bulunmalarını görmek ne
iğrenç bir şey.
Gülen’i, FETÖ yapan mekanizmanın şifrelerini aslında Türk
aydınının, medyasının, akademik kadrolarının bu omurgasız duruşunda
aramak lazım.
Dün ak dediğine bugün rahatlıkla kara, dün kara dediğine bugün ak
diyebiliyor.
Hiç utanmıyor, sıkılmıyor, yüzü kızarmıyor.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey’in 20 yıldan beri binlerce konuşmayla,
yazılarıyla, konferanslarıyla, televizyon programlarıyla FETÖ
konusunda herkesi uyardığını, milletin ve devletin başına gelecek
felaket konusunda bir bilim adamı hassasiyeti içinde elinden gelen
her türlü gayreti gösterdiğini bu, ekran ekran gezen dalkavuklar
bilmiyorlar mı?
Biliyorlar.
Peki, neden hiçbir tanesi şapkasını önüne koyup, “yahu Haydar Hoca
bu konuda bizi uyarmıştı, O’nun hakkını yemeyelim, O’nu
dinlemeyerek çok yanlış yaptık” demiyor.
Hiçbiri demiyor, hiç biri.