Türkiye ile Rusya arasında, Astana sürecine rağmen devam eden
“soğuk savaş ve gerginlik” ABD’nin Suriye’yi bombalaması sonrasında
Türkiye’nin takındığı tavır ile yeniden su yüzüne çıktı. Türkiye,
ABD füzelerinin Humus’taki hedefleri vurması sonrasında bundan ne
kadar keyif aldığını, Esad’ın daha fazla cezalandırılması
gerektiğini, hatta bu konuda “Türkiye’ye bir görev verilirse
yapmaya hazır oldukları” ilan edince Rusya’nın “Astana’da attığımız
imza ne oldu” tepkisi geldi.
Türkiye bir taraftan Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunduğunu,
Esad’ın gitmesi yönünde bir dayatmada bulunmayacağını ve Suriye’de
barışı istediğini Astana Anlaşması ile kayıt altına aldı ama diğer
taraftan ne yaptı? ABD’ye dönüp “Vur, vur! Esad’ı daha fazla vur.
Bana da görev ver, ben de vurayım” histerisine kapıldı.
Böyle olunca da Rus basınında anında Kremlin talimatlı yazılar
yayınlanmaya başladı, “Türkiye’ye güvenmekle hata yapıldığına” dair
yorumlar çıktı, Rusya’dan henüz yeni başlayan charter seferlerinin
“politik” sebeplerden dolayı durdurulacağı açıklaması geldi.
Peki, bu tavrımızla ABD’ye yaranabildik mi?
Hayır!