Muharrem Bayraktar Gazeteoku

Astana ve tantana

Türkiye ile Rusya arasında, Astana sürecine rağmen devam eden “soğuk savaş ve gerginlik” ABD’nin Suriye’yi bombalaması sonrasında Türkiye’nin takındığı tavır ile yeniden su yüzüne...

12 Nisan 2017 | 151 okunma

Türkiye ile Rusya arasında, Astana sürecine rağmen devam eden “soğuk savaş ve gerginlik” ABD’nin Suriye’yi bombalaması sonrasında Türkiye’nin takındığı tavır ile yeniden su yüzüne çıktı. Türkiye, ABD füzelerinin Humus’taki hedefleri vurması sonrasında bundan ne kadar keyif aldığını, Esad’ın daha fazla cezalandırılması gerektiğini, hatta bu konuda “Türkiye’ye bir görev verilirse yapmaya hazır oldukları” ilan edince Rusya’nın “Astana’da attığımız imza ne oldu” tepkisi geldi.
Türkiye bir taraftan Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunduğunu, Esad’ın gitmesi yönünde bir dayatmada bulunmayacağını ve Suriye’de barışı istediğini Astana Anlaşması ile kayıt altına aldı ama diğer taraftan ne yaptı? ABD’ye dönüp “Vur, vur! Esad’ı daha fazla vur. Bana da görev ver, ben de vurayım” histerisine kapıldı.
Böyle olunca da Rus basınında anında Kremlin talimatlı yazılar yayınlanmaya başladı, “Türkiye’ye güvenmekle hata yapıldığına” dair yorumlar çıktı, Rusya’dan henüz yeni başlayan charter seferlerinin “politik” sebeplerden dolayı durdurulacağı açıklaması geldi.
Peki, bu tavrımızla ABD’ye yaranabildik mi?
Hayır!

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Rum Abdurrahman Atatürk’e karşı! 09 Aralık 2017 | 1.047 Okunma Bir delikten iki defa ısırılmayacaksın! 06 Aralık 2017 | 224 Okunma Zerrab ve ötesi 04 Aralık 2017 | 281 Okunma Kumpas 01 Aralık 2017 | 250 Okunma Esad’la kucaklaşmaya doğru 25 Kasım 2017 | 181 Okunma