Biraz haberlere göz gezdiriyorsanız, son yıllarda trans bireylere dönük nefret suçlarında patlama olduğunun farkındasınızdır.
Nefret saldırılarında ve trans cinayetlerinde adalet de pek öyle
sıklıkla tesis edilmiyor.
Eksik ve yanlı yürütülen soruşturmalarla translar, herkes için
geçerli olan haklardan mahrum bırakılıyor.
Türkiye'de transların kamusal yaşamdaki durumu toplum ve devlet
tarafından belirleniyor. Nefret cinayetlerindeki artış da devlet
politikalarının ve toplumdaki değerler sisteminin ürünü.
Yeni Anayasa yapım sürecinde, eşitliği düzenleyen maddeye "cinsel
yönelim ve cinsiyet kimliği" ibarelerinin eklenmemiş olması, ağır
tahrik indirimlerinin kaldırılmaması, devletin trans katliamlarına
"Gel gel" yapmasından başka bir şey değildir.
İşte bu nedenle, her yıl farklı bir temayla gerçekleştirilen Trans
Onur Haftası'nın bu yılki başlığı "Bize Bir Yasa Lazım!"
Hafta boyunca tüm transfobi karşıtı birey ve örgütleri "susmak,
suça ortak olmaktır" bilinciyle mücadeleye omuz vermeye
çağırıyorlar.
Pazartesi başlayan etkinlikler kapsamında bir futbol maçı
düzenlendi.
Trans evinde konaklayan misafirlere düzenli gelir sağlayabilmek,
translara meslek edindirebilmek, üretirken de dayanışmayı
geliştirmek için bir takı tasarım atölyesi gerçekleştirildi.