Uygulamayı indirip giriş yapıyorsunuz ve satışa çıkaracağınız
ürünle ilgili birkaç bilgi paylaşıyorsunuz. Sonrasında, satıştan
elde edilecek geliri bağışlamak istediğiniz STK projesini
seçiyorsunuz.
Ürününüzü biri satın aldığında, ödeme seçtiğiniz STK projesine
aktarılıyor.
Minimum 25 TL edeceğini düşündüğünüz ve internetten satışına izin
verilen neredeyse her şeyi satabiliyorsunuz.
Kullanmadığınız fotoğraf makineniz, eski bir abajur, kapağını
kaldırmadığınız bir kitap...
Sizde durduğundan daha fazla anlam yaratabilecek bir şeyleriniz
mutlaka vardır.
Givin şimdilik sadece eğitim ve çocuk alanında çalışan STK’larla
başladı. Daha sonra, bağışçıların taleplerine göre diğer amaçlar
için çalışan şeffaf STK’ları da fonlayacaklar.
Şu anda bu uygulama yoluyla gençlerin eğitim giderlerini veya
çocukların günlük giderlerini karşılayabilirsiniz; kitap
alınmasına, otizmli çocuklara eğitim bursu sağlanmasına katkıda
bulunabilirsiniz.
Başta çocuklar, gençler ve eğitime odaklandılar çünkü eğitim,
cebelleştiğimiz hemen her sorunun temel çözümü.
Sevmesini, saymasını ve sorgulamasını öğrenmiş eğitimli bireyler
yetişmesi dünyadaki diğer sorunların çözümünde büyük rol
oynayacak.
Givin’in kurucusu Başak Süer platformun inşasını şöyle
anlatıyor:
“Sürekli söylen-mekten çok sıkılmıştım. Sadece söylenen, konuşan,
‘lafta’ kalan bir insan olarak görmek istemedim kendimi.
Eylemsizliğin dayanılmaz rahatsızlığı beni harekete geçmeye zorladı
ve çevremdeki birçok kişinin yurtdışına yerleşme planları yaptığı
bir dönemde yurtdışında çalışan eşimle güzel bir hayat yaşayıp iyi
para kazanarak çalışma fırsatını bir kenara koydum, uğraştım, ettim
ve inandığım şeyin peşinden gittim.
Sahip olduklarımızla hiçbirimiz belki dünyayı kurtaran biri
olmayacağız. Ama sahip olduklarımızla harekete geçerek, kendimizin
en kahraman versiyonu olabiliriz.
Givin, sahip olduklarıyla, söylenmeyi değil harekete geçmeyi seçen
bir modern kahramanlar topluluğu.”
Marka yazılır ama...
Bazı okurlar, geçtiğimiz haftalarda Barilla Beslenme Vakfı’nın
çalışmalarından yola çıkarak yazdığım yazıdan maddi çıkar elde edip
etmediğimi sordular. Hayır, etmedim. Herhangi bir kişisel çıkar da
elde etmedim. Bir marka veya onun vakfı, çevre, insan hakları,
toplumsal cinsiyet eşitliği, çocuk hakları, eğitim gibi toplumsal
konularda çalışmalar yapıyorsa veya üretim sürecinde bunlar
gözetiliyorsa, bu yazılır. Yazılır ki diğer markalara da örnek
olsun.
Ben tam da bunu yapabilmek için, dünyanın pek çok yerinden
gazetecilerle beraber, Barilla Gıda ve Beslenme Vakfı’nın davetiyle
Parma’da bir konferansa katıldım.
Yazmak zorunda değildim.
Yazdım çünkü doğruydu, tutarlıydı, örnek alınabilirdi.