Kapsayıcı eğitim, tüm kültürlerin ve toplulukların farklı
gereksinimlerine, öğrenmeye katılımı artırarak ve eğitim
sistemindeki ayrımcılığı azaltarak yanıt verme süreci.
Kapsayıcı eğitimde, çocukların farklı özelliklerine ve koşullarına
ilişkin önyargılarla mücadele edilir, dışlanma ve ayrımcılık
ortadan kaldırılır.
Nitelikli eğitim yoksul, engelli, LGBTİ, göçmen, mülteci çocukların
da hakkı ve bu hakkı sunmanın yolu kapsayıcı eğitimi benimsemekten
geçiyor.
Eğitim Reformu Girişimi’nin (ERG) UNICEF Türkiye işbirliğiyle
gerçekleştirdiği, Türkiye’de kapsayıcı eğitimi ele alan çalışma
Türkiye’de eğitimin genel yaklaşımının kapsayıcı eğitimden uzak
olduğunu ortaya koyuyor.
MEB’in kız çocuklar, engelli çocuklar, mevsimlik tarım göçünden
etkilenen çocuklar, çalışan çocuklarla ilgili pek çok projesi olsa
da çoğu pilot niteliğinde.
Elde sağlıklı veriler yok.
Engelli çocukların, mevsimlik tarım göçünden etkilenen çocukların,
anadili Türkçe olmayan çocukların kayıt oranlarını bilmiyoruz.
Kaydolan çocuklardan ne kadarının devamsızlık yaptığını, okulu terk
ettiğini, nedenlerini bilmiyoruz.
Kamu kurumlarının bu verileri toplaması ve duyurması gerek.
Bu çalışma kapsamında öğretmenlerle yapılan görüşmelerden, farklı
dezavantajlı gruplara ve gereksinimlerine ilişkin eğitim almayan
öğretmenlerin sınıf içinde öğrenciye gerekli desteği sunamadıkları
anlaşılıyor.
Hatta engelli çocukları sınıflarında istemedikleri olabiliyor.
Bunun nedeni belki de kendilerini yetersiz hissetmeleri.
Öğretmenler doğru eğitimlerle desteklenmeli.
Araştırma veli tutumlarını da yansıtıyor.
Çocuklarının sınıfında engelli ya da Roman öğrenci istemeyen
veliler olabiliyor.
Ders kitapları ayrı sorun.
Farklı etnik kökenler, dinler veya inanışlar ders kitaplarında
yeterli yer bulmuyor veya olumsuz temsil ediliyor.
Mesela engellilik genellikle eksiklik, hastalık, kusur gibi ele
alınıyor, acıma uyandıran ifadeler ve görsellerle
destekleniyor.
Ya da mesela kadınlar sadece belli mesleklerle
ilişkilendiriliyor.
LGBTİ bireyler tümden göz ardı ediliyor.
Psikolojik danışmanlar kalabalık okullarda tek başlarına görev
yapıyor, bazı okullarda bu kadrolar boş ve yeterli atama
yapılmıyor.
Alandaki özel eğitim öğretmenleri sayıca yetersiz.
Özel eğitim alanında görev yapan öğretmenlerin önemli bir bölümünün
de lisans eğitimlerini bu alanda tamamlamadığı biliniyor.