Gaziantep'te nereye gitseniz otel, restoran, kafe, dükkan- her
yerde aynı dokuma kumaş gözünüze çarpıyor.
Envai çeşit renkte bazen masa örtüsü, bazen yastık kılıfı, bazen
elbise, bazen bardak altlığı olarak kullanılan bu kumaş kutnu.
Adını, Arapça pamuk anlamına gelen ‘kut(u)n’ dan alıyor.
Çözgüsü floş ipek, atkısı pamuk olan bu kumaşın dokuması epey
zahmetli bir sürecin ürünü.
Geçmişte hakiki ipek olan çözgüsü, günümüzde floş diye adlandırılan
kavak ağacı selülozundan üretiliyor.
İçinde hiçbir sentetik madde yok; doğal bir kumaş.
Anadolu Selçuklularıyla başlayan kutnu dokuma geleneği, sonrasında
Osmanlılarla devam etmiş.
Eskiden, ahşap kamçılı çekme tezgahta mekikle dokuma tekniği
kullanılarak üretilirmiş.
Günümüzde tahta tezgahların yanı sıra, gelişmiş armürlü ve jakarlı
tezgahlarda da dokunuyor.
Üretimin gerçekleştirildiği tezgahlar değişmiş olsa da, kutnu
kumaşının dokunma yöntemi yüzyıllardan bu yana hep aynı.
Türkiye’de sadece Gaziantep’te icra edilen kutnu dokuma sanatı bu
kente 16’ncı yüzyılda Suriye’den gelmiş.
Gaziantepli ustaların sabır, el emeği ve göz nuruyla ürettikleri
kumaştan sultanlara kaftanlar dikilmiş ve kutnu ‘saray kumaşı’
olarak kabul görmüş.