İDRİS 40 yaşında Halepli bir ayakkabı ustası. 12 yaşında
başlamış mesleğe. 2.5 yıl önce Suriye’deki savaştan kaçıp
İstanbul’a geldiğinde önce mesleğini yapmak istemiş. İkitelli’de
bir ayakkabıcıda iki hafta boyunca günde 15-16 saat çalışmış,
parasını alamamış. Sonra halı yıkamacı, kömürcü derken, en zor
zamanı da iş bulamadığı zamanlarda yaşamış.
İdris Türkçeyi çok çok az anlıyor ve pek konuşamıyor. Dili
bilmeyince girdiği işlerde hep sömürülmüş, derdini anlatamamış,
hakkını savunamamış. Dil bilmediğinden yaşadığı mahalleden pek
çıkmıyor, işyerinde ya da hastaneye giderken arkadaşlarından
tercümanlık yapmasını istiyor.
Bel fıtığı olduğunu işyerinde hep gizlemiş. “Bilseler çalışmama
izin vermezlerdi. Canım acısa da sustum çünkü 4 çocuğuma ekmek
götürmem gerekiyordu.”
4-5 aydır yine ayakkabı işinde usta olarak çalışıyor. Aylık 800
TL’ye çalışırken yetiremediği için patronundan yalvar yakar 200 TL
zam aldı. Ayda 1000 TL’yle 6 kişi geçinmeye çalışıyorlar. Şimdi
servis var ama kömürcüde çalışırken her gün minibüse 2 TL vermemek
için işe yürüyerek gidip geliyormuş. Patronu bu durumu bildiğinden
bazen 10 TL bahşiş verirmiş, bazen de akşam evine bırakırmış. Ama
çalışma izni, sigorta derseniz, orada bir durun!
Türkiyeli bir işçi 1700-1800 TL maaşla sigortalı çalışırken, İdris
aynı işi daha iyi yapmasına rağmen sırf mülteci olduğu için 1000 TL
maaşla sigortasız çalıştırılmaya razı olmak zorunda.