Hafta başından beri herkes aynı şeyi soruyor, orduda yeni bir
kalkışma ihtimali var mı?
Kimileri kaygıyla kimileri de umutla...
Bu soru bana sorulduğunda yıllardır hep aynı soruyla cevap
veriyorum.
- Köpek orasını niye yalar?
- Yalayabiliyordur da ondan...
Evet, ülkece 16 Temmuz sabahı bir askeri darbe girişimini
engelleyerek dünya demokrasi tarihine geçtik. Ne var ki 2000 yıldır
"muhafızların muhafızlığını kim yapacak" sorunsalını kesin olarak
çözen hiçbir devlet yok.
Yani elinde silah olan punduna getirdiğinde affetmez. Ordular
olduğu sürece darbe ihtimali de hep olacak. Bizde de, Avrupa'da da,
ABD'de de...
Demokratik rejimlerin tek yapabileceği şeyse, bu ihtimali minimumda
tutacak tedbirler almak; darbe ve cunta girişimlerini
zorlaştırmak.
Askerin sivil otoriteye bağlanması ve askeri politikaların siviller
tarafından belirlenmesi akla gelen ilk yapısal önlemlerden.
Ancak evet çıkması muhtemel 16 Nisan referandumunu engellemek için
15 Temmuz benzeri bir girişim yaşanır mı diye sorarsanız... Daha
somut konuşanların elindeki bilgileri bilmiyorum ama ben
sanmıyorum.
Zira 32 kısım tekmili birden darbeci, 16 Nisan'da sandıktan "hayır"
çıkma ihtimalinden hâlâ umutlu.
Çünkü bu ihtimal gerçekleşirse darbeye zaten ihtiyaç
kalmayacak.
Türkiye, 15 Temmuz'da tankla, tüfekle içine hapsedilmeye
çalışıldığı kafese bu kez güle oynaya girecek.
Kurulduğu günden beri bu halkı terör, ekonomik kriz, istikrarsızlık
ve darbe sarmalında ezen sistemden kurtulmamız için ilk kez doğan
umut uzun süre rafa kalkacak...
15 Temmuz'a kalkışan, destek veren, ürkekçe alkış tutan kim varsa
15 Temmuz'un ardından yeniden bitinin kanlanmasının nedeni de işte
bu umut.
O gece FETÖ'cüler batıdan ilerlerken doğu cephesi açmaya hazırlanan
PKK'nın yöneticileri bu yüzden birer youtuber'a dönüştü.