Bayramın mevzularından biri de otobüste gördüğü Ayşegül Terzi
isimli bir hemşireyi tekme tokat döven Abdullah Çakıroğlu'ydu.
Olay sonrası yaşadığı korku gözlerinden okunan Terzi, saldırganın
kendisine "kısa şort giydiği için" saldırdığını söylüyordu.
Saldırgan nihayet yakalandı! "Basit yaralamayla" suçlanan ve
savcılık ifadesinde "ben vücutta açık gördüğüm yerlere tekme
atarım" diyen Çakıroğlu "adli kontrol şartıyla" serbest
bırakıldı.
Çakıroğlu'nun 'bipolar duygulanım bozukluğu' teşhi- si ile daha
önce üç kere Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde
yattığı ortaya çıktı. 35 yaşındaki adamın, hemşireye saldırmadan 15
gün önce yattığı hastaneden ailesinin talebiyle taburcu edildiği ve
ilaç kullanmadığı belirtiliyor.
Güvenlik görevlisi olan saldırgan bir süredir de işsizmiş.
Alın her ayrıntısını günlerce konuşabileceğiniz, acilen çözmemiz
gereken bir sorunlar yumağının hikâyesi!
Ama yok. Biz konforumuza düşkün insanlarız. Kim kafa yoracak şimdi
bunun psikolojik, sosyolojik, toplumsal ya da hukuki boyutlarına.
Öyle ya ondan sonra gelsin özeleştiriler, tedbirler, düzenlemeler
vs.
Her zaman yaptığımız gibi gömeriz mevzuu gericilikilericilik,
yobazlık- çağdaşlık düzlemine. Dön dur hiçbir sistematik gözleme,
somut veriye dayanmayan tespitlerle siyasi hasmının çevresinde.
Hakikaten genç bir kadının uğradığı saldırıyı, yaşadığı travmayı
kendine dert eden biri, muhtemelen ağır cinsel problemleri de olan
Çakıroğlu gibi yüzlerce erkek, kontrolsüz hasta aramızda gezerken
bunlara takılır mı?
Anlaşılan biz de serbest bırakılırken "çok da dert"