Tarih boyunca sol partiler genel olarak askeri darbeler
karşısında sivil siyasetin yanında konumlandılar.
Askeri darbelere direniş onların adıyla sembolleşti.
Şili, Yunanistan, İspanya, Portekiz...
Türkiye'de ise sol, daha sonradan 28 Şubat'ı destekleyecek olan
Ecevit'in 12 Mart'a tavır alması dışında elle tutulur bir anti
militarist deneyim yaşamadı.
Ülkenin ana muhalefeti CHP, sivil siyasete karşı ilk ciddi darbe
olan 27 Mayıs'ın altyapısını hazırladığı gibi bugünü yıllarca
bayram olarak kutladı.
İktidarı almak için ordudan medet ummak, pek çok üyesi darbecilerce
idam edilen radikal sol örgütlerin bile devrimci programıydı!
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını asacak olan 12 Mart müdahalesine,
dönemin Devrimci Gençlik dergisi kapağından verilen "tam destek"
arşivlerimizin utanç raflarında.
Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz gecesi çekilen fotoğrafları da, Türk
solunun alışkanlığını terk etmediğinin bir delili.
Karelerde ülkenin ana muhalefet lideri "plazmadan" sokaktaki
askeri darbeyi izlerken görülüyor.
Bakırköy Belediye Başkanı'nın evinde, devlet dairesinden bozma bir
salon...
Yerlere kadar perdeleri, yeni cilalanmış ahşap parke üzerinde,
özenle eskitilmiş iki makine halısı tamamlıyor.
Gerçi Ahmet Hakan'ın da gözünden kaçmamıştır ya, Kemal Bey'in "lüks
terlik"ten seçilen çorapları da beyaz değil. Şık o gece yani.
Atatürk Havalimanı'nda önünü kesen tankları selamlayıp soluğu
burada almış.
Dışarıda ise vatandaşlar, siviller, seçmenler tank paletleri
altında can veriyor.
Aralarında CHP seçmenleri de var...
Ülkenin Cumhurbaşkanı, havada peşine düşen jetleri atlatıp
İstanbul'a iniyor.
Halkıyla birlikte sokağa çıkmış...
CHP'den bazı vekiller, Ak Partililerle ve MHP'lilerle birlikte,
vurulan Meclis'te demokrasi nöbetinde...