"Uyuşturucu ticareti yapan, organ ticareti yapan
adamdan vergi alacaksın. Bu
yapılmıyor" açıklamasıyla aklımızı başımızdan
alan Kılıçdaroğlu fikir değiştirmişe benziyor.
Bu kez de evinde tripotunun karşısına
geçip Türkiye Cumhuriyeti'nin boynuna kara para
aklayan, uyuşturucu ticareti yapan devlet yaftasını asıverdi.
Üstelik FETÖ'cü Youtuber'ların videolarından aşina
olduğumuz bu ithamlarına delil gösterme gereği bile
duymadan... Şak diye. Peynir ekmek yer gibi.
Ana muhalefetin, itirafçı mafya babalarından rol çalacak kadar
marjinalleşmesi trajikomik ama işin şakaya gelir yanı yok.
TC Jandarma Komutanlığı'nı "183 yıllık
Jandarma Teşkilatımızı 'Cari açığı kapatmak için
uyuşturucu ticareti yapmak'la suçlamaktadır. Bu iftira
sahibi hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz" açıklaması
yapmak zorunda bırakmak tehlikeli bir kumar değil
mi?
TSK Kafkaslar'dan Kuzey Afrika'ya dünyanın pek çok kritik
noktasında seferde, Ege'de ve Akdeniz'de de teyakkuzdayken PKK
üzerinden sahneye konan "kimyasal
silah" propagandasıyla senkronize hareket etmenin
izahı var mı?
Şüpheleniyoruz. Zira CHP Milletvekili
Tanrıkulu'nun Meclis'te kayıt altına aldırmak
istediği "kimyasal rejim" imajı da ardından gelen
Kılıçdaroğlu'nun "narkodevlet" çamuru da aynı yere hizmet
ediyor...
Elbette ki, darbeyle, tehditle iddiasından kopartılamayan
Türkiye'yi etkisiz ve iddiasız bir yönetimi işbaşına
getirerek "düşük maliyetli ileri karakol" pozisyonuna
itmeye çalışanlara... Rakiplerimize.
ABD Başkanı Biden seçilmeden önce açıkça bu hedeflerini
ilan etmedi mi? Türkiye'de çok maliyetli olan başına
buyruk Erdoğan karşısında muhalefete akıl dahil her türlü
desteği vereceklerini açıklamadı mı?
Evet, Kılıçdaroğlu da yine bir seçim öncesi en iyi bildiği işi
yapıyor... 12 yıldır olduğu gibi, kaset skandalıyla kavuştuğu
CHP'deki genel başkanlık koltuğunu siyaseti bel altı yöntemlerle
manipüle ederek korumaya uğraşıyor...
Bir yandan geçenlerde gidip pek yüz bulamadığı ABD'ye ve önümüzdeki
günlerde uçacağı Londra'ya İngiliz anahtarı
gibi işlevsel olabileceğini göstermeye çalışıyor...
Öte yandan oralardan aldığı akılla, ülkenin atmosferini
zehirleyerek, kaosu, kargaşayı, akıl tutulmasını körükleyerek olası
bir seçim hezimeti karşısında sisleme yapıyor.
Bunun adı muhalefet değil. Adını koyalım. Karşı karşıya
olduğumuz, sivil-demokratik siyasetin rasyonel zeminini
dinamitleyen bir sabotaj. Bütün psikolojik
harp tekniklerini kullanıyor.