Bağımsız Kürdistan hedefiyle kurulan PKK ilerleyen yıllarda
siyaseti öğrendikçe bu amacını daha yumuşak kavramların arkasına
gizledi.
Federasyon, bölgesel özerklik, demokratik cumhuriyet, demokratik
konfederalizm demokratik ekolojik toplum, demokratik
özerklik...
Ama siyasete üye olan ve sempati besleyenler gibi devlet ve tüm
Türkiye halkı siyasi kaygılarla gizlenen nihai hedefin bağımsız bir
Kürdistan olduğunu adı gibi biliyordu.
Birkaç yıldır da tek bir HDP'li vekilin ve PKK yöneticisinin net
olarak neyi ifade ettiğini tanımlayamadığı özyönetim kavramını
kullanıyorlar.
PKK'nın bölgedeki pilot ilçelerde uygulamaya soktuğu özyönetim
modelinin ne anlama geldiğini hendeklere ve barikatlara bakarak
anlıyoruz.
Geçenlerde Kandil'i tepe isimlerinden Murat Karayılan da çıkıp yeni
aşamanın nereye evrildiğini net olarak söyledi:
"Bugün Kürt halkının daha değişik seçeneklere yönelme olanakları da
vardır. Eğer onlar Demokratik Özerkliği tümden reddeder ve bunu
isteyenleri yok etmeye kalkışırlarsa biz de ayrılmayı
düşünürüz!"
Suriye'deki PYD aracılığıyla deneyimlediği bağımsızlık modelinin
büyüsüyle vites büyüten PKK'nın Türkiye sınırları içinde benzer bir
başarı elde etmesi elbette mümkün değil.
Devletin buna müsaade etmeyeceği açık. Kaldı ki PKK'nın özyönetim
ilan ettiği bölgelerden kitlesel halde kaçan Kürtlere bakılırsa,
"devletlerine", tıpkı çatışması için Kobani'den militan
getirdikleri gibi yönetmek için de dışarıdan "vatandaş" getirmeleri
gerekecek.