ABD Başkanı Donald Trump "Çok yakında Mars'a gidiyoruz. Eğer
rakibim kazansaydı Mars'a gidemezdik, bunu düşünemezdik bile"
diyor.
Ne var ki seçilmesinin üzerinden bir yılı aşkın süre geçtiği halde
hâlâ Başkan'ın rakibini nasıl olup da yenebildiği tartışılıyor.
Geçtiğimiz gün bu tartışmada öne sürülen iddialardan biriyle ilgili
çok önemli bir gelişme yaşandı.
ABD Başkanlık seçimlerinde Donald Trump'a politik danışmanlık veren
Cambridge Analytica isimli şirketin eski bir çalışanı ortaya
çıktı... Ve Cambridge Analytica'nın Facebook'tan topladığı verileri
seçim sonucunu etkilemek için kullandığını açıkladı.
Çarşı bir anda karıştı tabii. Zaten güvenilirliği sorgulanan
Facebook'un hisseleri küresel piyasaları sarsacak şekilde borsada
çakıldı.
Şirkete, verisi çalınıp siyasilere verilen her bir kullanıcı için
40 bin dolar civarında ceza kesilebileceği belirtiliyor. Hakları
ihlal edilen 50 milyondan fazla Facebook kullanıcısından
bahsedildiğine göre varın hesabı siz yapın.
Brexit referandumunda da çalışan Cambridge Analytica ve Facebook
hakkında İngiltere'nin de soruşturma başlattığını da
hatırlatalım.
Uzmanlar, bunun "big data"yı nasıl akıllıca analiz ettiğinize bağlı olduğunu söylüyor.
Örneğin rakibi Hillary Clinton'a göre çok daha az kişi ve bütçeyle seçim kampanyası yürüten Trump'ın bu datalarla muazzam bir zaman kazandığı iddia ediliyor.
Yani Trump seçimlerde tüm merkez medya desteği arkasında olan rakibiyle koşullarını, Facebook'tan aldığı veriler sayesinde "kararsız" seçmene odaklanarak eşitlemiş.
Başkanın, sonuçta beklenmedik şekilde seçildiğini düşünürsek taktiğinin işe yaramış olma ihtimali de yükseliyor. *** ABD'de seçmen refleksini okuma tartışmaları yapılırken, bizde de seçmen reflekslerini manipüle etme konusunda mahir bir mecranın satışı konuşuluyor.
Hükümet getirip götürmekle övünen Hürriyet'in dahil olduğu Doğan Medya, Demirören'lere satıldı. Başka ortak olup olmadığı henüz net değil ama sözü edilen rakam 1 milyar dolar civarında.
Bir yanda yılların Hürriyet'i, bir yanda daha üç beş yıl önce sıfırdan hayatımıza giren Facebook...
Birinin tartışılması dünya borsalarını etkileyecek küresel sarsıntılara neden oluyor...
Diğerinin satılması ise, yaprak bile kıpırdatmıyor... "İşlevini" yitirdiğinin herkes tarafından çoktan kabul edilmesi yüzünden sanırım.
Biraz acıklı değil mi sizce de?