Cemal Kaşıkçı olayı tüm dünyanın gözlerini Türkiye'ye
çevirdi.
İki haftadır bütün yabancı televizyonlarda, gazetelerde, Türk
yetkililerin suikastı aydınlatmak için yürüttüğü çalışmalardan
takdirle bahsediliyor.
ABD Başkanı Trump da dahil, tüm liderler Türk yönetiminden gelecek
açıklamalara dikkat kesilmiş durumda...
Herkes, başta Sabah ve aHaber olmak üzere, Türk medyasının
skandalın ortaya çıkartılmasındaki rolünü alkışlıyor...
Dün de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kaşıkçı soruşturmasındaki son durumu
bütün dünya ile paylaştı.
Acı bir vesileyle de olsa, Türkiye'nin, bölgesinde hukuku ve
evrensel değerleri sahiplenen yegâne devlet olduğunu şık bir
şekilde göstermesi hepimizi onurlandırdı.
Dün Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Hanım'ın sosyal medyadaki
paylaşımı bu hislerimizi çok iyi özetliyordu:
"Taziyelerinden ötürü Başkan Erdoğan'a teşekkür ederim. Eminim ki
nişanlımı öldürenler adalet karşısına çıkacak. Türk vatandaşı
olmaktan gurur duyuyorum."
Ne yazık ki, Türkiye'yi hedef tahtasına oturtan Suudi Arabistan medyasından ya da FETÖ trollerinden bahsetmiyorum.
Rahatsız olan ülkenin, ulusalcı geçinen ana muhalefet lideri.
Arkadaşları "Andımız" tartışması üzerinden içeride Türk'e Türk propagandası yaparken, İngiltere'de yabancı yatırımcıya "Türkiye'ye gelmeyin hükümet paranıza el koyabilir" uyarısı yapmakla meşgul olan Kemal Bey dün ayağının tozuyla Kaşıkçı polemiğine girdi...
Tüm dünya liderlerinin Türkiye'yi alkışladığı Kaşıkçı olayında, ülkenin cumhurbaşkanını "cinayeti örtbas" etmekle suçladı. Aynen şöyle söyledi:
"Katilleri para karşılığında serbest bıraktın!"
Evet, bunu da yaptı! *** Merak ediyorum... Asıl mesele, Danıştay'ın yasamadan rol çalmaya kalkışması olduğu halde, hâlâ Andımız'ın satır aralarında gezip havanda su döven ulusalcılar acaba bu konuda ne düşünüyorlar?
Sizce, yurtdışında ülkesini paspas edip spekülasyon yapan Kemal Kılıçdaroğlu'nun göreve devam etmesi mi Türkiye'ye, Türklüğe daha çok zarar veriyor? Yoksa Andımız'ın beş yıldır okutulmuyor olması falan mı?