Dolar yine tırmanışta.
Aklı başında hiçbir finans sektörü profesyoneli yaşananları
"teknik" olarak analiz etmeye kalkmıyor. Çok da haklılar. Zira
yaşanan, "uluslararası siyasi savaşın desteklediği bir
operasyon."
Şöyle ki, dün cuma akşamı da Türkiye piyasaları kapanır kapanmaz
bazı finans kurumları "iş başı" yaptı.
Tıpkı geçtiğimiz ocak ayında doları 4 liraya dayadıkları gibi, yine
yüklendiler.
Peki, 100-200 milyon doları bulan, tek başına Londra ve New York
piyasalarında spekülasyonlarla soygunculuk yapabilir mi?
Hayır. Washington ve Berlin hattının "siyasi desteği" ve medyadaki
kiralık kalemlere de ihtiyaç var.
Bu kez de aynı mekanik işledi...
Önce Sarraf davasına dair Türk bankalarıyla ilgili dedikodular
yayıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçen salı bankalarla yaptığı toplantı
olumsuz havayı bir nebze de olsa dağıttı. Öğlen de gidiş
iyiydi.
Ancak Bloomberg ve bazı yayın organları "Avrupa Bankası Türkiye'nin
kredi hatlarını askıya alıyor" diye duyurunca dalgalanma yeniden
başladı.
Bizzat Avrupa Yatırım Bankası'nın dedikoduları yalanlaması bile pek
bir işe yaramadı.
Medyanın kiralıkları da, "Faizler ucuz kaldı. Faizler ABD dolarını
tutmaya yetmiyor. Faizler yükselsin..." çığlıklarıyla operasyona
omuz attılar.
Ve olan oldu, cebimizdeki paradan tırtıkladılar...