80'lerin başından itibaren devlete sızıp 15 Temmuz'da halka
kurşun sıkan, Gazi Meclisimizi vuran, Cumhuriyet'e kasteden
Fetullahçılar devletten tasfiye ediliyor...
Türkiye bir yandan da yüzlerce kilometre sınırı olan bir coğrafyada
65 devletin dahil olduğu bir paylaşım savaşında aktör olmaya
çabalıyor.
Askerimiz sınır ötesinde terörün devletleşmesini engellemeye
çalışıyor. Fiilen savaştayız...
Uluslararası para spekülatörleri Türkiye ekonomisi üzerinde
sabotajlarına devam ediyor...
PKK'sı, IŞİD'i şusu busu dört koldan saldırmak için fırsat
kolluyor... İçeride, bürokraside, siyasette, iş dünyasında,
akademide, medyada hâlâ deşifre edilememiş Fetullahçı işbirlikçiler
var...
Tablo bu. Türk halkı ve devleti varoluş mücadelesi veriyor.
Yaşadığımız süreci, yüzyılın başında verdiğimiz Kurtuluş Savaşı'nın
yeni yüzyıldaki devamı olarak görenler hiç de az değil.
O dönemde bu onurlu başkaldırıyı örgütleyen aktörlerden CHP'nin
şimdilerde ne yaptığına bakıyorum...
Dün partinin Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl bulduğu bir
kürsüden hararetle haykırıyordu:
"Terör var diye geri adım atmayacağız, sinmeyeceğiz, teslim
olmayacağız...
Arkadaşlarımız çalışıyor!" Yo, yukarıda sırladığım, ülkenin
birincil problemleriyle alakalı değil bu çıkış da. Devlete,
hükümete alternatifler falan önermiyorlar.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda birinci Meclis'ten Anıtkabir'e
yürüyeceklermiş, onu "müjdeliyor" Sayın Genel Başkan
Yardımcısı.