Dün Koza İpek Holding'e bağlı 26 adreste, Fethullah Terör
Örgütü'ne finans desteği sağladığı iddiasıyla arama yapıldı.
Savcılık, terörün finansmanı kapsamındaki bu operasyonun, Koza İpek
Holding'in ticari faaliyetleriyle izah edilemeyeceğini, kaynağı
belirsiz para akışları nedeniyle düzenlendiğini belirtiyor. Yani
Türkiye hatta dünya piyasalarında faaliyet gösteren tüm ticari
kuruluşların, ihlal etmeleri halinde muhatap olacakları, evrensel
meşruiyeti olan bir süreçle karşı karşıyayız.
İddialar vahim, 7 milyar nakitten bahsediliyor. Soruşturmanın nasıl
bir seyir izleyeceği ve aranan zanlıların operasyona gerekçe
gösterilen "kara paraları" nasıl izah edecekleri merak konusu.
Şirketin sahibi Akın İpek'in, Ankara Emniyeti'nin dün sabahki
operasyonunun hemen öncesinde, firari savcıları akla getirircesine
yurt dışına çıkış yapması da soru işaretlerini
derinleştiriyor.
Medya canlı kalkanı
Daha operasyonun başladığı saatlerde basında ve siyasette
kopartılan fırtına ise yaşananların medyaya yönelik olduğu algısı
üzerine kuruldu. Operasyondan bir gün önce hazırlanan Sözcü'nün
dünkü ilk sayfası, adeta Gülen çetesi lehine gelişmenin "önünü
almak" için tasarlanmıştı mesela.
Oysa dakika dakika medyanın gözleri önünde cereyan eden arama
işlemleri açıkça gösteriyor ki, operasyon Akın İpek'in gazete ve
televizyonlarını kapsamıyor.
İddialarla ilgili sorular yönelttiğim savcılık kaynakları
"Operasyon holdinge bağlı kuruluşlara yönelik. Gazete ve
televizyonları kapsamıyor.