İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, geçen gün İsmail
Küçükkaya'nın programında belediye
başkanlığındaki performansına 8 puan vermiş. Ama 7.5
üzerinden...
Ne kadar insaflı!
Çünkü takdir edersiniz ki zor bir dönemde İstanbul'a
belediye başkanı seçilmiş Ekrem Bey.
Bir defa ortalık güllük gülistanlık
bile değilmiş.
Sonra pandemi olmuş..
Ardından savaş çıkmış...
Hizmetlerin maliyetleri artmış. Gaza, benzine zam
geliyormuş...
Üstelik AK Partili siyasi rakipleri de
İstanbul'u yönetmesine hiç yardımcı olmuyorlarmış.
Ahmet Kaya'nın şarkısındaki gibi, ne yapsa ne etse üstüne
gitmişler anlayacağınız...
İnanmayacaksınız, Sabah gazetesi, İmamoğlu'nun toplu
taşıma ücretleri için istediği yüzde
50'lik artışını, "fiyat ayarlamasını" fahiş zam diye
haber yapacak kadar ileri gidebiliyormuş!
Yoksa, bütün şartlar uygun olsa, koşullar sabitlense, siyasi
rekabet bitse, kısacası "dünya dönmekten vazgeçip
dursa" Ekrem Bey vaatlerini yerine getirirmiş aslında...
Söylediklerinin tam tersini yapmazmış da...
İstanbul'u öyle bir yönetirmiş ki,
parmaklarımızı yermişiz.
Ama seçimlerden önce böyle anlaşmamıştık Ekrem Başkan!
"Her şey çok güzel olacak" diye cennet
vaat ederken, "tabii ki hayatın bayram olması
halinde..." diye bir şerh düştüğünüzü hatırlamıyoruz.
İnsanlar size inandı, oy verdi, yönetmenin çocuk oyuncağı
olmadığını anlamaya başladığınız koca İstanbul'u size teslim etti,
istediğiniz imkânı sağladı...
Şimdi oturup bahanelerinizi, ağlamalarınızı,
sızlanmalarınızı mı dinleyecekler?
Yoksa söz verirken tek ayağınızı mı kaldırdınız?
Tamam... Belli ki, metroya yüzde 50 zammı CHP'li başkan yapıyor
diye "Helal ü hoş olsun, lafı olmaz, anlayışlı
olalım, dünya gerçekleri, yönetmek kolay iş mi" diye
karşılayan bir kitleye hitap etmenin rahatlığıyla "yerim
dar" demekten çekinmiyorsunuz.
Ne var ki gözünüzü kamaştıran siyasi ihtiraslarınıza ulaşmanız için
daha fazlasına, mantıklı, aklı başında insanların
desteğine de ihtiyacınız var.