Ülkece dişimizden tırnağımızdan arttırdığımız, uğruna sivil
siyasetin bedel ödediği Çözüm Süreci'nde tehlike çanları
çalıyor.
Eskiden, mesela 90'larda bu girizgahı yaptığımızda devamında
genellikle devletten yakınırdık. Çünkü ya köy boşaltmış ya orman
yakmış olurlardı ya da daha fenası kulağımıza bölgeden JİTEM'in bir
"faili meçhulünün" haberi gelmiş olurdu.
Son yıllarda ise bu kalıp değişti.
Size sadece geçen hafta yaşananlardan bir iki örnek
vereyim.
7 milyar liraya mal olcak, Yeni GAP Eylem Planı'nın en büyük
projesi Silvan Barajı'nın yapım çalışmaları sürüyor. Türkiye'nin
ikinci en büyük, Avrupa'nın ise en yüksek barajı olan Silvan
projesi bölgedeki tarımı canlandırmasının yanı sıra Diyarbakır'da
200 bin vatandaşa istihdam yaratacak.
PKK, Silvan Barajı'na yönelik son üç ayda 3'ü taciz ateşi, 9'u da
yola patlayıcı döşenmesi şeklinde 12 saldırı
gerçekleştirdi.
İkinci vaka yine bölgeden. 9 Temmuz'da su kesintisi yaşanan Erzurum
ili Şenkaya ilçesi İnceçayır mevkiine belediye ekipleri gitti. PKK
militanları çalışma yapan ekipleri durdurup su kesintisini
kendilerinin yaptığını söyleyip "sana onarım çalışması
yaptırmayacağız" dediler. Belediye personelini gönderen PKK'lılar
araçlarına el koydular. Gelişme üzerine güvenlik güçleri devreye
girdi, belediyenin el konulan bakım aracı yakılmış halde bulundu.
12 Temmuz'da da adli mercilere yansıyan gaspın olay yeri
incelemesini yapan jandarmaya ateş açıldı. Bu esnada olay yerinden
geçen sivil bir araçta bulunan vatandaşlar da yaralandı.