Melih Altınok Sabah Gazetesi

‘Bırakın ölsünler’ demek kolay, mesele ölüm siyasetini tarihe gömmek

KHK'larla işinden atılan iki eylemci 100 günü aşkın süredir Ankara'da açlık grevi yapıyor. Şimdi herkes aynı soruyor. Eminim yargının kararlarından sorumlu tutulan siyasiler de aynı soru üzerine kafa...

26 Haziran 2017 | 549 okunma

KHK'larla işinden atılan iki eylemci 100 günü aşkın süredir Ankara'da açlık grevi yapıyor.
Şimdi herkes aynı soruyor. Eminim yargının kararlarından sorumlu tutulan siyasiler de aynı soru üzerine kafa yoruyordur.
Bundan sonra ne olacak?
Bu iki eylemcinin hukuki ve siyasi talepleri yerine getirilecek ve bir istisna mı yaratılacak? Yani devlet bir anlamda geri adım mı atacak?
Yoksa "Norm dışı yöntemlerle hukuk devletine dayatmada bulunulamaz, devlet yasadışı örgütlerin müdahil olduğu eylemleri muhatap kabul etmez" mi denilecek?
Haklısınız, soru zor.
Zira eylemciler sadece kendileri için değil aynı durumda olan diğeri için de "istiyorlar." Artı olarak devletten, örgütlü yapıların söylemleriyle birebir örtüşen başka siyasi talepleri de var. Ortada politik bir durum var.

***

Ancak bu problem ne ilk ne de sadece bize özgü.
Bireylerin taleplerini, yargı süreçlerine başvurmak yerine, açlık grevi gibi yöntemlerle elde etmeye çalışmaları tüm dünyada yaygın bir yöntem.
CHP'nin tek parti döneminde Nâzım Hikmet de açlık grevi yaptı... Bizden yüzlerce mil uzaktaki İrlanda'da Boby Sands de...
Ne var ki devletin işi sadece tarihten ibretle halletmesi öyle kolay değil.
Çünkü günümüzde hukuk devletlerine bu tarz siyaset dışı talepleri kabul ettirmenin zorlaştığını gören eylemciler de yaratıcılıklarını konuşturuyor...
Daha ikna edici olmak ve mağduriyet gidermekten ziyade keşfettikleri sorunu derinleştirip siyasi kazanımlara ulaşmak için eylemlerinin dozunu artırıyorlar.
Örneğin Türkiye'de 1984 ve 1996'da yapılan açlık grevlerinde ölümler 60'ıncı günden itibaren başlamıştı. Ancak 2000'lerin başında Ecevit hükümetinin, terör örgütlerinin cezaevlerindeki hâkimiyetini kırma hedefiyle F tipi hapishaneler yapmasıyla açlık grevleri boyut değiştirdi.
Örgütler, Latin Amerika'daki uzun açlık grevlerinden, B1 vitamini gibi destekler kullanılarak eylem sürelerinin uzatılacağını öğrendiler.
Böylece üzerinde konuştuğumuz Ankara'daki son örnekte olduğu gibi, açlık grevciler daha uzun süre eylem yapıp gündemde kalmayı başarabildiler.
Örgütler bile eylem tarzında reform yaparken devletin klişelerde ısrar etmesi sizce de kolaycılık değil mi?

***

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Jet yakıtı meselesi 29 Nisan 2024 | 17 Okunma Bilmem ‘Bizim üniversitelilerde tık yok’ diyenler utanırlar mı? 28 Nisan 2024 | 464 Okunma Geçti o günler cancağızım 27 Nisan 2024 | 510 Okunma Bu konuyu da gündeme getirir misiniz Özgür Bey? 26 Nisan 2024 | 3.240 Okunma Dön baba dönelim... 24 Nisan 2024 | 1.794 Okunma