7 Haziran sonrası Türkiye'nin terörle, koalisyon havucuyla kaosa
sürüklenmeye çalışıldığı dönemler...
O günlerin sembol karelerinden biri de, CHP'li Şafak Pavey'in
HDP'li Selahattin Demirtaş'ın elini neşeyle sıkarak "Beraber iyi
salladık" dediği görüşmede kaydedilmişti.
Biçareler siyaset yaptıkları ülkenin karışma ihtimaline sevinip bu
"başarıdan" kendilerine pay çıkartıyorlardı. Ama ne acıdır ki,
aslında bu piyonları elleriyle birlikte tutup sallayan bir güç
vardı.
O güçlerin kimler olduğunu, 7 Haziran'la başlayıp 15 Temmuz'a
uğradıktan sonra 16 Nisan'da sonlanan süreçte hepimiz gördük.
Üstelik yalnızca Türkiye değil, tüm Orta Doğu ve hatta Avrupa
yenidünya düzensizliğine göre şekillendirilmeye
çalışılıyordu...
Artık hiçbir başkent güvende değildi.
Dünyaca sallandıkça sallandık...
Ama kuşkusuz bu sallantıda en çok bedel ödeyen bizler olduk!
Fakat yıkılmadık. Türkiye, birilerinin beklediği arzu ettiği,
uğruna çok ama çok çalıştığı gibi, ne Suriye oldu ne de
Mısır...
Hatta sistemimizi, yeni 7 Haziranların 15 Temmuzların yaşanmasını
engelleyecek şekilde yeniledik, güçlendirdik.
Elbette her tehdit tamamen savuşturulmuş falan değil. İçerideki
akut sorunlarımızı aşmış olsak da yanı başımızda bir terör devleti
oluşturulmaya çalışılıyor.
Ne var ki avantajımız, o sallantılı günlerden herkesin bizler gibi
çıkamamış olması.
Açın ABD televizyonlarını, Trump'ın içeri atılmasından tutun da
darbeyle halledilmesine kadar her türlü senaryo ciddi
konuşuluyor...
Dün erken seçime giden Birleşik Krallık'ın parlamenter sistemi
kilitlenmiş durumda. Sandıktan hükümet çıkmadı. Ülke AB ile 19
Haziran'da başlayacak Brexit (AB'den çıkış) görüşmelerini yapacak
bir hükümetin kurulamaması olasılığıyla panikte...
Kıta Avrupa'sının o steril başkentlerinde komandolar görev
yapıyor.
Komşularımızda da durum farklı değil.
Bütün Arap ülkeleri ABD'nin dümen suyunda Katar'a yüklenip yeni bir
savaşın fitilini ateşleme peşinde...
Hedef tahtasının göbeğine Kuzey Kore'den önce oturtulacağını
anlayan İran arabuluculuk için Ankara'dan medet umuyor...
Ve zor günlerden geçen Türkiye içeriye gömdüğü başını
kaldırıyor.
Dahası, gelişip gözünü dışarının imkânlarına diken ülkeler gibi,
Suriye'deki, Irak'taki askeri varlığının yanına Katar'ı da katıyor.
Katar'da ABD gibi bizim de bir üssümüz olacak artık...
Eğer Türkiye, bir süre daha devam edeceği anlaşılan bu trendi
aklıselimle ve kendi tarzında yönetmeyi başarırsa önümüz açık.
Bu arada, Küresel muktedirlerin tutup salladığı elini kendisinin
sanan zavallılar hala sallanıyorlar mıdır dersiniz?