Türkiye'de solcular hep "gündem belirleyemiyoruz" diye
hayıflanırlar. Haklıdırlar da. Türkiye halkının ezici çoğunluğuyla
dertleri, hedefleri hiç kesişmediği için genelde gündem belirlemek
yerine gündem olurlar. Çünkü solun gündemini hep "başkaları"
belirler.
Ülke yıllar yıllar sonra burnunu biraz olsun dikleştirir. İhracat
tavan yapar, hazine para dolar, toplumsal barışı sağlamak için
Çözüm Süreci başlatılır. Bizimkilerin derdi ise bu iyiye gidişatı
sekteye uğratmak için Gezi olur mesela. Ne yapsınlar, parçası
olamadıkları gündeme, genel hatları "dışarıda" belirlenen projelere
piyon olarak dahil olmaya çalışmaktan başka şey gelmez akıllarına.
Antiemperyalist yerel isyanlarının son günü çaresiz kalınca devrim
yapmak yapmak istedikleri ülkelerine NATO müdahalesi bile talep
ederler. E tabii gündemden düşerler.
Olsun yeni fırsatlar vardır önlerinde.
Yeni havaalanlarının, boğaz köprülerinin inşaatları kurulur, dış
ticaret artar. Ambargosu delinen ABD rahatsız olur. Siyaset dışı
paralel bir çete hükümeti devirmek için 17-25 Aralık'da hukuk
darbesi tertipler. Halk birkaç ay sonraki yerel seçimde tavrını
devrilmek isteyen hükümetten yana koyar. Yetmez hedefe alınan
Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı seçer. Yani Gülen çetesine "Operasyon
yaptığın, siyasi iradem, benim, oyununa gelmedim" der.