Günlerdir gündemimizi meşgul eden Atalay Filiz, bindiği bir
minibüsün şoförünün ihbarıyla İzmir'de yakalandı. Şimdi günlerdir
düşündüğüm ancak yoğun gündemden ötürü giremediğim bir mevzuda
iğneyi elime almamın zamanıdır. Evet, "seri katil" mevzuundan
bahsediyorum. Filiz'le ilgili tartışmalar medyada yer almaya
başladığı andan itibaren, ben de dahil, hepimiz tanımda hatalı
davrandık. Kimimiz Filiz'in seri katil tanımına uyup uymadığını
sorgulamadığından, kimimizse kavramın çarpıcılığından vazgeçemediği
için hata yaptı. Oysa Filiz, "seri katil" değil olsa olsa "seri
cinayet zanlısıydı."
Seri katil, aynı yöntem ve aynı saikle birden fazla cinayet
işleyenleri tanımlamak için kullanılıyor. Hatırlayacaksınız, yaşlı
insanların toplumun gelişmesinin önünde engel olduğunu düşünüp
yaşları 68-95 arasındaki 11 kişiyi öldüren ve kadın kurbanlarına da
tecavüz eden nam-ı diğer Artvin Canavarı onlardan biriydi mesela.
Yakalandığında "çivi gördüğümde çakmak istiyorum" diyen 5 kişinin
katili Denizlili Adnan Çolak da...
Gelin görün ki anlaşıldığı kadarıyla Filiz ilk kurbanı
dışındakileri, cinayetini gizlemek saikiyle öldürdü. Cinayet
yöntemleri de birbirinden farklı. Bu konuda aramızda en erken
refleks gösterip "seri cinayet zanlısı" ifadesini kullanan ve dün
bu ayrıma dikkat çeken bir de belgesel yayınlayan Nermin Yurteri
yönetimindeki NTV'yi "editoryal aklından" dolayı tebrik etmek
gerek.