Kemal Kılıçdaroğlu, Saraçhane'deki etkinlik için, "Önceden
bilgim yoktu. Çağrı yapıldığını sosyal
medyadan öğrendim" diyerek Ekrem İmamoğlu'na
açıkça sitem etti. Serzenişi de CHP tabanında destek buldu.
Ardından, "Bir parti başka bir partinin içişlerine
karışmamalı" cümlesiyle o gün "Her şey yeni
başlıyor" diyerek İmamoğlu'na koşan Meral Akşener'i
uyardı.
Meral Hanım'la ortak kararları mıdır bilmem... Ancak sosyal
medyada İyi Parti ve CHP kurmayları, genel başkanları da işin içine
katarak birbiriyle atışırken İmamoğlu demiri soğutmak için hamle
yaptı. Salı günü partisinin grup toplantısına katılmak istediğini
Kemal Bey'e iletti.
Cevap hızlı geldi. İmamoğlu, CHP grubuna davet edildi.
Ne var ki Soner Yalçın'ın ifadesiyle, kendisine Yalova Belediye
Başkanı Vefa Salman kadar vefa gösterilemedi
ve "saksı" muamelesine maruz kaldı. Kemal Bey gruptaki
uzun konuşmasında da mevzuya sadece 5 dakika ayırdı.
Gruptan sonra kameraların karşısına geçip "Kılıçdaroğlu
adaydır" diyen İmamoğlu ise Kemal Bey'e adeta "Zeytin
dalı uzattım. Kürsüye çıkartsan bunları
söyleyecektim, fena mı olurdu" diyordu.
Evet, şu an raconu kesen Kemal Bey gibi görünüyor.
Çarşamba gecesi Saraçhane'de oldubittiye getirmeye çalıştıkları
adaylık dayatmasından arzu ettiği reaksiyonu
alamayan Akşener-İmamoğlu takımı da eyvallah
pozlarında...
O halde gelin bilançoya bakalım. Gerçekte kazanan kim?
Bir defa Kemal Bey adaylık iddiasını resmileştirdi. Parti içinde
vadesini uzattı. Sorunu öteledi.
Akşener de pimini çekip attığı krizle CHP'yi, muhalif medyayı ve
tabanı Ekremciler ve Kemalciler olmak üzere ikiye
böldü. CHP'de hizip var algısını yaratarak yerleşmeye
çalıştığı ana muhalefet pozisyonuna bir adım daha yaklaştı.
İmamoğlu ise adını 2023 seçimleri sonrasında "Teknik
direktörün oyuna sokma ihtimali olan
bir oyuncu" olarak hafızalara kazıdı.