Ne garip değil mi? Düne kadar Ermeni'yi manşetlerinde,
nutuklarında küfür olarak kullananlara, "tehcir"den bahsedeni linç
edenlere bir haller oldu. Bir milliyetçilikten ötekine savruldular.
Dünkü faşizan inkâr tavırlarının yerine adeta, milliyetçi Ermeni
diyasporasının söylemlerini ikame ettiler.
Hrant'a güvercin tedirginliği yaşatan linçe manşetleriyle omuz
veren medya trolünün Türkiye Türklerindir gazetesi mesela...
1915'in 100. yılında Ermenistan Cumhurbaşkanı röportajını ilk
sayfadan görüyor. 1924'te, Yunus Nadi'nin Ermeni sahibi yurtdışına
kaçmak zorunda kalınca ele geçirdiği Matosyan Matbaası'nı yıllarca
tepe tepe kullanan Cumhuriyet Ermenice manşetle çıkıyor.
Peki, daha önce de defalarca insani ve vicdani değerleri
araçsallaştırdıklarına şahit olduğumuz bu ilkesiz koalisyonun
şimdiki motivasyonu ne? Ülke ülke gezip "asıl onlar bizi kesti"
diye protestolar yapan hariciye kökenli CHP'li devlet kafasının
dünde kalması mı?
Bugün artık Ermeni Patrikhanesi'ndeki anma ayinine "Ermeni
toplumunun geçmişte yaşadığı üzüntü verici hadiseleri bildiğimizi
ve acınızı samimiyetle paylaştığımı bir kez daha ifade ediyorum.
Osmanlı Ermenilerinin dünyanın her yerindeki torunlarına gönül
kapılarımızın sonuna kadar açık olduğunu da bilmenizi istiyorum"
mesajı verebilen bir Cumhurbaşkanımız olması mı? Ülkenin
Başbakanının tehcirin bir insanlık suçu olduğunu cesurca ifade
etmesi mi?