SİPARİŞ edeni mutlu etmek için ya da manipülasyon için yapılmayan seçim anketlerinin hepsi yenilenecek seçimde de sonucun pek farklı olmayacağını ortaya koyuyor.
Cumhurbaşkanı ve AKP'nin, HDP'yi barajın altına yeniden itme
planları tutmayacak, hatta öyle görünüyor ki bu partinin oylarında
artış bile olacak.
Bazı araştırmalar, HDP'nin, sandalye sayısı bakımından MHP'yi de
geçeceğini gösteriyor.
Yani TBMM'de yine dört parti olacak, AKP'siz bir hükümet
kurulabilmesinin olanağı da bulunmayacak.
Tabii seçime daha iki aydan biraz fazla bir süre var ve bu tabloyu
değiştirecek beklenmedik olaylar her zaman gerçekleşebilir.
Abdullah Öcalan'ın yakalanarak Türkiye'ye getirilmesinin DSP
oylarında nasıl astronomik bir artış yarattığını unutmayalım.
Ama böyle büyük bir etken olmadığı sürece sonuç aynı olacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan kurulacak koalisyonda eskisi gibi her şeye
karışamayacağını biliyor ve zaten bu seçimi de sırf bu nedenle
yapıyoruz.
Bu durumda Erdoğan'ın, kaderine razı olup bir kenara çekileceğine
hiç ihtimal vermiyorum.
Erdoğan tabiatında bir siyasetçinin bu durumda bir zorlama daha
yapmasını beklemek gerekir.
Bir kez daha seçimi zorlayacak girişimlerde bulunmak ister ama
başka bir yolu da deneyebilir.
Bu da işlemeyecek bir koalisyon kurulmasını sağlamaktır.
Elinde bunu sağlayabilecek anayasal yetkiler var, kanunları veto
etmek, iktidar ortağının atamalarını onaylamamak gibi bir sürü
yöntem.
İşlemeyen koalisyonun yaratacağı sorunlardan yararlanıp seçmene bir
erken seçimde "Bakın koalisyonla da olmuyor" deme seçeneğini
kullanmak isteyecektir.
AKP, Erdoğan'ın hırslarının oyuncağı mı olacak, yoksa seçmenin
kendisine verdiği oyun değerini bilerek mi hareket edecek, bunu da
o vakit göreceğiz.
Ama benim siyaset falımda AKP'nin, Erdoğan'ın hırslarının oyuncağı
olacağı şimdiden görünüyor.
Mercedes'in akıbetini merak ediyorum
DİYANET İşleri Başkanı, Diyanet İşleri bütçesinden 1 milyon liraya
satın alınan Mercedes'i iade ettiğini söylemişti.
Ben de merak etmiş ve sormuştum:
Nereye iade edildi?
Bir kere değil, üç–dört kez sordum, bir yanıt alamadım.
Bizde kamu görevlileri böyledir. Cevabını veremeyecekleri bir soru
ile karşılaştıkları vakit kulaklarının üzerine yatar, duymazdan
gelirler.