SUUDİ Arabistan öncülüğünde kurulan "Teröre Karşı İslam
İttifakı", Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından "olumlu"
karşılandı.
Davutoğlu’na göre, bu ittifak “terör ile İslam’ı özdeşleştirmek
isteyenlere en iyi cevap” olacakmış.
Bu ittifakın merkezi Suudi Arabistan’ın Riyad kenti olacak ve
operasyonlar oradan yönetilecek.
Henüz kimin ne kadarlık bir askeri güçle ve hangi kapsam içinde bu
koalisyonda olacağı belli değil ama şu belli: Koalisyonda İran,
Irak ve Suriye yok!
Böyle bakınca bunun bir “Sünni koalisyon” olarak değerlendirilmesi
de mümkün tabii.
Koalisyona ilk elde katılacak 34 ülke belli oldu. Bütün bu
görüşmelerin bugüne kadar kamuoyundan saklanabilmiş olması da bir
başka ilginçlik.
Bu bir askeri koalisyon olduğuna göre, ortaklar “sahada” askeri bir
harekât yapacaklar demektir.
O “kara parçalarının” nereler olacağı da belli: Irak, Suriye,
Libya, Afganistan ve belli ölçüde Mısır.
Suudi Arabistan ve Katar ekseninin, Irak ve Suriye’deki İran
varlığından zaten hiç hoşlanmadığını, Yemen’de de Suudi
Arabistan’ın İran destekli Şii Husi’lere karşı savaştığını
aklımızda tutalım.
Terör ile mücadele görüntüsü altında, İran’ın bölgedeki hareket
alanını daraltmaya yönelik bir koalisyon mu olacak?
Irak ve Suriye’deki Esad yönetiminin, kendi topraklarında böyle bir
koalisyonun hareketine izin vermeyecekleri de bir sır değil.
Koalisyon, bu duruma rağmen, bölgede nasıl bir askeri operasyon
yürütecek, bu da meçhul!
Davutoğlu’nun, bu koalisyona adeta “balıklama” atlaması da
gösteriyor ki AKP hükümeti, Ortadoğu bataklığına boğazına kadar
batmayı da göze alarak giriyor.
Koalisyonun kurulmasına öncülük edenler ve diğer katılımcılar
açısından baktığımızda kendi halklarına sorma gereği duymadan böyle
işleri yapmalarına olanak verecek rejimlere sahip olduklarını
görüyoruz.
Ama Türkiye, “cici” de olsa bir demokrasi ve bu ülkeyi bölgede bir
savaşın içine sokacak kararlar da böyle alınmamalı.
Hükümetin, Meclis’e ve kamuoyuna bir an önce bu konuda bir açıklama
yapması gerekiyor:
-Türkiye’nin bu askeri ittifaka katkısı hangi derecede olacak?
-Karada yürütülecek askeri operasyonlarda, Türk askeri kullanılacak
mı?
-Koalisyon, “sahada” İran ile karşı karşıya kaldığında Türkiye ne
yapacak?
Öyle görünüyor ki sonu bilinmez bir maceraya doğru hızla
sürükleniyoruz.