CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, HDP'li yöneticilere "şaklaban" dedi.
CHP'li yöneticiler için "Adları sosyal demokrat ama kendileri
faşist" cümlesini kurdu.
Geçen gün de "bazı köşe yazarları" için "Cibiliyetsiz bunlar"
demişti.
Bu sözleri sıradan vatandaşlar, başkaları için söylemiş olsalardı
en azından bir hakaret davasına muhatap olurlardı.
Kim bilir, belki karşılarındaki de terbiyesiz çıkıp benzer sözleri
onlar için kullanabilirlerdi, o vakit de mahkeme "İki taraf da
birbirine hakaret etmiş" diyerek davayı düşürürdü.
Ama kanunlarımızda Cumhurbaşkanı'nın ayrı bir yeri var.
Bu sözlere hedef olanlar, aynı kelimeleri Cumhurbaşkanı için
kullanacak olsalar soluğu Sulh Ceza Hâkimi'nin karşısında
alırlar.
Ve Cumhurbaşkanı'na hakaret ettiği iddiasıyla hâkim karşısına
çıkarılan birçok kişinin başına geldiği gibi tutuklanıp hapse de
atılabilirler.
Yani eşitsiz bir ilişki mevcut.
Zaten Cumhurbaşkanı'na hakaret etmemek gerekir, o milletin ve
devletin birliğini temsil eden bir makamdır.
O makama gösterilecek saygı insanın aynı zamanda kendisine duyduğu
bir saygının sonucudur.
Cumhurbaşkanı'nın da bunu bilerek davranması, sözlerini daha özenle
seçmesi bu nedenle gereklidir.
Size cevap veremeyecek durumda olan birisine hakaret etmek yakışık
alacak bir tutum değildir.
Delikanlılığa da sığmaz!
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan artık tarafsızlık yeminine uymasını
beklemiyorum, bunun boş bir beklenti olduğunun farkındayım ama hiç
olmazsa sözlerine dikkat etmeli ki "ayıp" olmasın.