FETULLAHÇI darbecilerin kendi aralarında şifreli olarak haberleşmek
için kullandıkları ByLock isimli programın kullanıcı listesindeki
700 kişinin, KPSS şüphelisi olduğu ortaya çıktı.
Hatırlarsınız, daha önce de darbe girişimine katılan subaylardan
102’sinin eşlerinin bu sınavda kopyacılar arasında oldukları
belirlenmişti.
KPSS sorularının çalınıp belli bir çevreye dağıtıldığı ortaya
çıktığında ilk aşamada Isparta’da Baki Saçı adlı bir kişi gözaltına
alınmıştı.
Bu zanlı, ifadesinde sadece KPSS sorularının değil, ALES ve YGS
sorularının da “cemaat” tarafından dağıtıldığını açıklamıştı.
O günlerde MİT Müsteşarı ve Emniyet Genel Müdürü de Başbakan’dan
aldıkları doğrudan bir emir nedeniyle bu konu üzerine
yoğunlaşmıştı.
Çünkü Başbakan demişti ki: “Soruları çalanları bulun, dosyayı da
önce bana getirin”.
Eğer o soruşturma ciddiyetle yapılmış olsaydı ya da soruşturmanın
sonuçları “yetkili kişi” tarafından sümen altına itilmemiş olsaydı,
bu darbecileri altı yıl önce ortaya çıkarmak mümkün olacaktı.
Bu köşede her pazartesi bunu sordum ama yetkililer tam siper
oldular, yanıt vermediler.
Şimdi yürekli bir savcı arıyorum.
Bu soruşturmayı o tarihte kim örtbas etti?
Fetullahçı çeteyi kim koruması altına alıp devlette
örgütlenmelerine olanak sağladı?
Nazlı Ilıcak, Şahin Alpay, Mehmet ve Ahmet Altan, Ahmet Turan
Alkan, Ali Bulaç, Lale Kemal, Nuriye Akman, Mümtazer Türköne
“darbeci” diye suçlanarak tutuklu yargılanırken bu soruşturmayı
örtbas edenler neden serbest?
Gazetecileri tutuklayan sayın savcı ve yargıçlar, size
soruyorum!
Bu soruşturmayı örtbas edenler kimlerse, Fetullahçı çetenin neyin
peşinde olduğunu hepimizden önce öğrenmişlerdi.
Bunu bile bile bu suç örgütüne göz yumanlar, darbecilik suçunun en
büyük ortakları değil midir?
ALTAN TUTUKLUYSA DİĞERLERİ NEDEN SERBEST?
AHMET Altan’ın tutuklanması ile ilgili mahkeme kararı, bu konuyla
ilgili olarak tutuklanan tek kişinin neden Ahmet Altan olduğu
sorusunu sormama neden oldu.Ahmet Altan’ın tutuklanmasının nedeni,
genel yayın yönetmeni olduğu Taraf gazetesindeki yönetim biçimi.Bu
nedenle bir gazeteci eleştirilebilir ama nasıl tutuklanabiliyor,
orası ayrı konu.
Mahkeme kararında şöyle deniliyor:
“Yapılan yayıncılık, tarafsız ve objektif haber verme anlayışının
dışında icra edildiğinden, suçun niteliği gereği zamanaşımı
sürelerinin uygulanamayacağı açıktır.”
Tutuklama kararında, Taraf gazetesinin TSK’nın
itibarsızlaştırılması amacıyla çok sayıda habere yer verdiği de
belirtiliyor.