ÖYLE görünüyor ki Donald Trump'ın, Cumhuriyetçilerin ABD başkan
adayı olmasının önünde artık sadece "zaman" var.
Parti içindeki desteğinin yüzde 40’a ulaştığı ile ilgili
araştırmaların da gösterdiği gibi eğer önümüzdeki kısa süre içinde
Trump çok büyük bir hata yapmazsa seçimlere Cumhuriyetçilerin adayı
olarak girecek.
ABD’de iki dönemdir “Demokrat” bir başkan görev yapıyor. Onun için
bu seçimde ibrenin Cumhuriyetçilere dönmesi de sürpriz olmayacak.
Çünkü ABD’de bazı istisnalar dışında böyle bir seçim geleneği de
oluşmuş durumda.
İki dönem üst üste Demokrat bir başkan varsa, üçüncü dönemde bir
Cumhuriyetçi seçiliyor. Ya da tersi: İki dönem Cumhuriyetçi başkan
görev yaptıysa, üçüncü dönemde koltuğa bir Demokrat seçiliyor.
Yani eğer Cumhuriyetçilerin adayı olmayı başarabilirse, Trump’ın
başkan olarak seçilmesi de bir sürpriz olmayacak.
Bundan dolayı endişelenmeli miyiz?
Hiç kuşkusuz ki evet endişelenmeliyiz, bütün dünya
endişelenmeli!
Amerikan sisteminde başkanın yetkileri elbette sınırsız değil.
Sistemin denge ve fren mekanizmaları düzgün işliyor, dolayısıyla
başkanlar, “Zavallı Obama” gibi her istediklerini yapamıyorlar.
Ama bu, başkanın sistemdeki rolünü de küçültmüyor.
Donald Trump gibi ahmak bir cahilin o göreve gelmesi, dünya ve
özellikle de bölgemiz bu kadar karışıkken iyi bir geleceğin
habercisi de değil.
Rusya’da Putin, ABD’de Trump gibi karakterlerin başrolde olacağı
bir dünyayı düşünmek bile insanı ürkütüyor.
Süleyman Şah Türbesi’ni neden taşıdık?
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan’ı arayan, ABD Başkanı Obama da
Türkiye’nin Musul yakınlarındaki “askeri eğitim üssü” Başika’dan
“usulü dairesinde” çekilmesini istedi.
Deniz Zeyrek’in haberine göre Obama, “konunun Iraklılar için bir
ulusal onur meselesi haline geldiğini” söylemiş.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Biz oradan çekilirsek, yerimize DAEŞ
(IŞİD) gelir” diye yanıt vermiş.
Cumhurbaşkanı her fırsatta Başika’daki Türk askerlerinin geri
çekilmeyeceklerini söylüyor ama Dışişleri Bakanlığı’nın
açıklamasına göre Başika’dan çekilme süreci de devam edecek.
Dışişleri açıklamasında “intikal” kelimesini tercih etmiş, yani
Türk askerleri “yer değiştirecek”.
Bu, Musul’dan çekilip, Kuzey Irak Kürt bölgesinde yeni bir üs
oluşturulacak anlamına mı geliyor ve bu Irak’ı tatmin eder mi gibi
soruların yanıtı henüz açıkta.
Türkiye, Başika’daki askeri varlığımızın nedeninin Irak hükümetinin
“zamanında” yaptığı çağrı olduğunu ileri sürüyor.
Ama sorun şu ki bugünkü Irak hükümeti de böyle bir şey
istemiyor.
O zaman bu ısrarın nedenini de anlamak bir hayli zor.
Bir de anlayamadığım konu şu ki Türkiye, IŞİD tehdidinin varlığını
gerekçe göstererek Süleyman Şah Türbesi’ni, bulunduğu yerden başka
bir yere nakletti.
Türk askerleri o türbeyi, meşru bir izin ile koruyordu ve türbenin
bulunduğu bölge bir bakıma Türk toprağı sayılıyordu.
O günlerde apar topar türbeyi taşımak ama şimdi Irak hükümeti ve
bütün dünya ile iddialaşmak pahasına Başika’da kalmak konusundaki
ısrar ne anlama geliyor?