DİYARBAKIR'da bomba patlatarak 4 kişinin ölümüne ve yüzlerce kişinin yaralanmasına neden olan teröristin, bu yola nasıl çıktığını artık biliyoruz.
IŞİD'e katılıp, Suriye'de bir süre savaştıktan sonra Adıyaman'a
geri dönen ve hiçbir şekilde takibe uğramayan bir kişi tarafından
etkilenip, önce sempatizan yapılmış, sonra militanlığa doğru
evrilmiş.
Şimdi de geçtiğimiz hafta sonunda Birgün gazetesinde yayımlanan şu
haberi okuyalım:
Dokuz ay boyunca Suriye'de IŞİD için savaşan 4 mücahit, yanlarında
üç kadın ve beş çocuk ile Türkiye'ye kaçak olarak girmeye
çalışırlarken jandarma tarafından yakalandı.
Bir gün boyunca MİT ve asker tarafından sorgulanan IŞİD'liler,
savcılığın tutuklama istemine rağmen Kilis Sulh Ceza Hâkimliği
tarafından serbest bırakıldılar.
Bu haberi de Genelkurmay internet sitesinde okumuş ve bir kenara
not etmiştim.
"9 Şubat'ta (2015) Gaziantep'in Oğuzeli ilçesi Sazgın Mahallesi'nde
IŞİD'e katılmak maksadıyla Türkiye'den Suriye'ye geçmeye çalışan
biri Türk vatandaşı 13 yabancı uyruklu kişi güvenlik güçlerimiz
tarafından yakalandı."
Sonrası da şöyle gelişiyor:
Türk vatandaşı olan IŞİD'li savcılık talimatıyla serbest
bırakılıyor, yabancılar sınır dışı edilmek üzere polise teslim
ediliyor!
Bu nasıl oluyor, size de ilginç gelmiyor mu?
Bu ülkede bir yürüyüşe katılsanız, "terör örgütü üyesi olmamakla
birlikte terör örgüt adına suç işleme" gibi uyduruk bir suçlama ile
hapse atılabiliyorsunuz.