'ALÇAK, zalim, kapkaranlık, cahil, tiksinti verici, vatan haini,
lümpen, terör örgütünün maşası, ahlaksız, mandacı artığı, ruhu
kirlenmiş.'
Birisinin yüzüne karşı bu kelimeleri kullanacak olursanız en iyi
ihtimalle benzeri sözlere muhatap olursunuz.
Kötü ihtimal kafanıza bir şey atılması olabilir ki şiddete eğilimli
bir toplumda böyle bir tepkiyle karşılaşmanız da yadırganmaz.
Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatları, bu sözlerin
ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği
kanısındalar.
Ama onlar bu kanıdalar diye sakın ola ki siz aynı sözleri tanıdık,
tanımadık kimse için kullanmaya kalkmayın derim yine de!
Bu sözleri Cumhurbaşkanı Erdoğan, akademisyenler bildirisi
nedeniyle genel olarak aydınlar, özel olarak da imzacı
akademisyenler için kullanmıştı.
Prof. Dr. Baskın Oran da bunun üzerine bir hakaret davası açtı ve
bu vesileyle Cumhurbaşkanı’nın avukatlarının aslında AİHM
kararlarının yılmaz birer savunucuları olduğunu da öğrendik.
Mahkemeye verdikleri dilekçede şunu söylüyorlar:
“(İfade özgürlüğü) Devletin veya nüfusun bir bölümü için saldırgan,
şoke edici veya rahatsız edici bilgiler ve düşünceler için de
geçerlidir ve bunlar olmaksızın demokratik toplum olmaz.”
Avukatlar meselenin bu kısmında haklı.