HDP Milletvekili Celal Doğan, geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmüş, bununla ilgili haberi dün Hürriyet'te okudum.
HDP kaynaklarının verdiği bilgiye göre Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan'ın öncelikli tercihi bir koalisyon hükümeti
kurulması değil, "tekrar seçim" diye tanımladığı erken
seçimmiş.
Bu kimse için bir sır değil tabii.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, işleyen bir koalisyon hükümeti kurulursa,
Beştepe'deki sarayında tek başına oturup kalacağını biliyor.
Bir koalisyon hükümetinde, işlere eskisi gibi karışamayacağını,
hatta örtülü ödenek olanaklarının kaldırılacağını, Cumhurbaşkanlığı
bütçesinin kısıtlanacağını görüyor.
Ve daha da önemlisi "dört bakandan" hesap sormak için çıkılan
yolda, projektörlerin "sıfırlama operasyonuna" da yönelebileceğini,
bunun olası sonuçlarının neler olacağını da biliyor.
Onun için bir koalisyon hükümeti kurulsa bile bunun yürümesini
engellemek için elinden geleni ardına koymayacağı bir gerçek.
Ve daha koalisyon görüşmeleri bile başlamamışken, iftar
yemeklerinde "Azınlık hükümeti olmaz, koalisyonla işler yürümez,
millete gitmekten kimse kaçmasın" gibi sözler söyleyerek erken
seçimin sinyallerini veriyor.
Peki bir erken seçimde sonuç değişir mi, bugünkünden farklı bir
tablo oluşur mu?
Araştırmalar farklı bir sonuç çıkmayacağını gösteriyor ama bunun
onun için bir önemi yok.
Gerekirse üst üste üç–dört erken seçimi bile göze alabilir.
Ardı ardına seçimlerden yorulan halkın sonunda kendi dediğine
geleceğini, hayalindeki "tek adamlık sisteminin" taraftarlarının
artacağını hesaplıyordur çünkü.
Bu arada memleketin asıl sorunları ortada kalmış, kimin
umurunda?
Muhalefet liderlerinin politik beceriksizliklerini ve
öngörüsüzlüklerini de dikkate alırsak istediği oyunu sahnelemekte
de zorlanmayacaktır.
Bu oyun planında Ahmet Davutoğlu'na sadece figüranlık düşüyor.
Liderler ile görüşecek, bir koalisyon kurma çabası içinde olacak
ama oluşabilecek her uzlaşma zemininin Erdoğan tarafından berhava
edilmesinin de önüne geçemeyecek.
Elbette siyasette bugünden yarına çok şey değişebilir, bunun
onlarca örneğini gördük, yaşadık. Ama bugünkü tabloya ve
Cumhurbaşkanı'nın havasına bakınca, gördüğüm budur.