İktidarın en büyük özelliği mi dersiniz, başarısının sırrı mı
görürsünüz, bilemem..
İktidar partisi iktidara geldiği günden beri hep muhalefetteymiş
gibi davrandı..
Muhalefeti kimseye bırakmadı..
Bu beceriyi gösterdi..
Kendini hep mağdur gösterdi.. Mağdur rolünü iyi oynadı..
İktidardayken muhalefette olmasıyla siyasal tarihe adını
yazdırdı..
*
Memlekette işler iyi gittiği zaman tabii ki iktidardı.. İyi giden
işlerin sevabı kendisine yazılmalıydı..
Yazıldı da..
Başarı hanesine kaydedildi..
İşler sarpa sarmaya başladığı zaman.. Memnuniyetsizlik kat sayısı
yükselmeye başladığı zaman..
Gidişat alarm vermeye başladığı zaman..
En büyük muhalif kendisi oldu..
Anında kabahatli buldu..
Anında müsebbip yarattı..
Verdi veriştirdi, en fazla eleştiriyi yaptı, muhalefetteymiş gibi
davrandı..
*
Suçlanan, hedef tahtasına konan..
Bu kimi zaman asker oldu, kimi zaman yüksek yargı oldu, kimi zaman
iş dünyası oldu, kimi zaman YÖK oldu, kimi zaman üniversiteler
oldu, kimi zaman bürokrasi oldu, kimi zaman sivil toplum oldu, kimi
zaman piyasalar oldu, kimi zaman yasalar oldu, kimi zaman muhalefet
partileri bile oldu..
*
İktidar hep mağdurdu..
İktidardaydı ama iktidar dışı güçler yapacağını yapıyordu..
Meclis çoğunluğu kendindeydi ama yargı elini kolunu
bağlıyordu..
İcra gücü elindeydi ama bürokrasiye iş yaptıramıyordu..
*
İktidar 2002 yılını milat kabul etmişti.. Bütün olumsuzlukların
faturasını 2002 öncesine kesiyor, 2002 öncesine yüklüyor, kendini
sıyırıyordu..
Muhalefetteymiş gibi kafa tutuyordu.. Hiçbir şey bulamazsa
1940’lara kadar gidiyor, o günkü uygulamaları örnek göstererek ana
muhalefeti topa tutuyordu..
Hırpalıyordu..
*