Mehmet Tezkan Milliyet Gazetesi

İyi yolda mıyız kötüye mi gidiyoruz?

Cuma günü hukuk, ekonomi ve uluslararası ilişkiler perspektifinden Türkiye’yi ele alan bir seminer izledim.. Türkiye üç ana başlıkta masaya yatırıldı.. Ekonominin bugününü/yarınını anlatan Murat...

10 Aralık 2017 | 9.830 okunma

Cuma günü hukuk, ekonomi ve uluslararası ilişkiler perspektifinden Türkiye’yi ele alan bir seminer izledim..
Türkiye üç ana başlıkta masaya yatırıldı..
Ekonominin bugününü/yarınını anlatan Murat Üçer de..
Uluslararası ilişkilerin kaygan zeminini izah etmeye çalışan Soli Özel de..
Söz alan izleyiciler de..
Temel meselenin hukuk olduğu konusunda hemfikirdiler..
*
Temel mesele hukuk olunca Av. Gönenç Gürkaynak’ın sunumuna odaklandık..
Söylediklerini özetlemeye çalışayım..
Gerileye gerileye, ifade özgürlüğü için mücadele eder hale geldik..
Düşünceler özgür ortamda ifade edilmezse.. Düşünceler özgür ortamda birbirleriyle çarpışmazsa.. Düşünceler birbirini maksimize etmezse.. Dünyayı bir kez daha kaçırırız..
Sanayi devrimini kaçırdık.. Bilgi çağını da kaçırırız.. Çünkü dünya çarpanlı büyüyen bir bilgi çağını yaşıyor.. Biz çarpanlı eksilendeyiz..
*
Peki, o zaman ne yapmalıyız?
Serbest düşünceler piyasasını kurmalıyız..
Hukukun üstünlüğünü daim kılmalıyız..
Piyasalara hukuk garantili güven ortamı sağlamalıyız..
Ne söylüyorsak harfiyen yerine getirmeliyiz..
Yargının siyasallaştığı algısını kırmalıyız..
Yaftalama, itibarzız kılma, karalama siyasetine son vermeliyiz.. 
*
Daha da önemlisi..
İfade özgürlüğünden yoksun, sadece sandığa gidip oy veren toplum olmamalıyız.. 
Siyasete günlük müdahale etme (iktidarı yönlendirme adına toplantı, yürüyüş, gösteri yaprak) şansı olmayan ülkeler konumuna düşmemeliyiz..
İletişim özgürlüğünü, toplanma özgürlüğünü hukukun güvencesi altına almalıyız..
*
Peki, yeniden sıçramanın, 2005-2006 Türkiye’sine dönmenin yolu var mı? (Dikkatinizi çekerim, yine AKP’nin iktidarda olduğu yıllardan söz ediyorum..) 
O şans kaçtı mı?
Hayır..
Peki, yolu ne?
BİR: Hukukun üstünlüğünü mutlak kılmak..
İKİ: Yargı bağımsızlığını en küçük kuşkuya yer vermeden sağlamak.. 
ÜÇ: Yasaları, kararnameleri zırt pırt değiştirmemek.. 
DÖRT: Siyasetin ekonomi üzerindeki etkisini azaltmak.. 
BEŞ: En radikal söylemleri bile düşünce özgürlüğü kabul etmek..
ALTI: İktidara talip olanlar ülkeyi yönetmek için yarışmalı, ülkeyi değiştirmek için değil..
Bunları yapmak hiç de zor değil.. 
*
Gürkaynak’ın bir sözünü altını çizerek not aldım.. Tüm konuşulanların özeti gibiydi..
‘Potansiyeli olan bir ülkeyiz ama kullanamıyoruz.. Potansiyelimizi harekete geçirmek zorundayız.’ 
İyi pazarlar.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Saray Öyle Uçtu Ki… Mangalda Kül Bırakmadı 29 Nisan 2024 | 881 Okunma İktidar Yenilgiyi Hala İçine Sindiremiyor! 23 Nisan 2024 | 520 Okunma İktidarın Kredisi Bitti: Yerel Halk İkna Olmaz! 22 Nisan 2024 | 612 Okunma Yeter Artık Halkı Kandırmayın! 19 Nisan 2024 | 516 Okunma Erdoğan Yanlış Okumuş! 18 Nisan 2024 | 1.209 Okunma