Tamam, hükümeti kurma görevinin Kılıçdaroğlu’na verilip
verilmeyeceği önemli mesele..
Demokrasi meselesi..
Tamam, seçime gideceksen nasıl gideceğimiz hayati mesele..
Güvenlik meselesi.. Huzur meselesi..
Ama Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’nin yönetim sistemi değişmiştir
demesi, kendini başkan ilan etmesi de de büyük mesele.. Rejim
meselesi..
*
De facto başkanlıkla karşı karşıyayız..
CHP lideri tavrını koydu.. MHP lideri tavrını koydu.. HDP lideri
tavrını koydu..
Üçü de fiili durumun sivil darbe anlamına geleceğini
iddia etti..
AKP lideri sessiz, suskun..
*
Ne oluyor, ne bitiyor bu çıkışın anlamı ne derseniz?
Şu: Cumhurbaşkanı strateji değiştirdi..
Şöyle ki..
Cumhurbaşkanı, 7 Haziran’a kadar bu sistemin çift başlı olduğunu,
patinaj yaptığını, değiştirilmesi gerektiğini, başkanlık sistemine
geçmemiz gerektiğini savunuyordu..
Meydanlara çıkmasının en önemli gerekçesi buydu..
Başkanlık sisteminin önemini halka anlatmak.. Başkanlık sistemine
köprü olacak partiye oy istemek..
Sandıktan Anayasa’yı değiştirecek milletvekili çıkarmak..
*
Anayasa değişikliğinin olmayacağı anlaşılınca.. Başkanlık sistemine
sandıktan onay çıkmayınca..
Başkanlık sistemine geçilmesini isteyen Cumhurbaşkanı strateji
değiştirdi, başkanlık sistemine geçildiğini iddia etmeye
başladı..
Anayasa’da yeri yoksa, hukuki çerçevesi yoksa bu benim sorunum
değil demeye getirdi..