Amerikalılar, “parayı takip et darbeciyi bulursun” der.
Ve yaşadıkları her olayda ilk önce finansörlerin kim olduğunu
öğrenebilmek için paranın peşine düşer.
ABD, 11 Eylül’de yaşadığı travmatik terör saldırılarının ardından
İsviçre’deki çok gizli banka hesaplarına girebilmeyi dahi
başardı.
Kısacası, paranın seyahatini sürekli takip ediyor.
Ve dünyanın her yerindeki para hareketlerini izliyor.
Bir doların yolculuğunu bile takip ettiğine dair korku
senaryolarını piyasalara sürüyor ama bizdeki 1 dolarcı darbecileri
galiba takip etmeyi unutmuş!
Daha da ötesi milyarlarca doları bulan para trafiğini takip edip
analiz etmeyi de...
***
Bizde ise ekonomik istihbarat konusunun hangi düzeyde olduğunu
bilmiyoruz.
Lakin, yaşadığımız travmatik her olayın ardından çıkan gerçekleri
öğrendiğimizde ise anlıyoruz ki ülke yol geçen hanına dönmüş...
Küçük işletmecilerin ya da vatandaşların peşinde dolaşıp duran iş
müfettişleri, vergi denetimcileri böylesine büyük bir ekonomik
yapının para trafiğini hiç izlememiş gibi.
Ve bataklığın kenarından bile geçmediklerini bugün anlıyoruz.
Neden geçilmediğini de daha yeni anlıyoruz, meğerse denetleyen
kadroları da ele geçirmişler...
***
Görüntü algısına hep takılmışız.
Zaafiyet de burada başlamış.
UNICEF bir sosyal deney yapmış...
Sosyal medyada izledim kısa filmi...
Altı yaşlarında küçük bir kızı zengin görünüşlü kıyafetlerle
sokaklarda, restoranlarda dilendiriyorlar... Daha doğrusu küçük kız
bir sokak başında daha dilenmesine fırsat bile kalmadan hemen
herkes para veriyor.
Restoranlarda hangi masaya gitse herkes bir şey veriyor...
Rolünü başarıyla oynayan küçük kız diğer yandan da seviniyor...
Çünkü, insanlardan ters bir tepki almıyor...
Daha sonra aynı küçük kızı fakir kılığına sokuyorlar...
Yine aynı mekanlarda gezdiriyor ve aynı sokak başlarında
bekletiyorlar...
Bu defa hiç kimse o küçük kıza ilgi göstermiyor, aksine bir çoğu
kaçıyor...
Restoranlarda ise müşterilerin çoğu rahatsız oluyor.
Ve küçük kız kovulurcasına her mekandan uzaklaştırılıyor!
Ama küçük kız insanların ikiyüzlü davranışına isyan edercesine
rolünden rahatsız oluyor ve ağlayarak kaçıyor.
***
UNICEF’in küçük kızla birlikte yaptığı bu sosyal deney her şeyi
özetliyor.
Zengin olanların istekleri dilenmekten sayılmıyor...
Fakir olanların aynı eylemi dilencilikten sayılıyor.
Zengin küçük kızdan kimse rahatsız olmuyor, fakir küçük kızdan ise
herkes rahatsız oluyor...
İşte dünyanın vardığı yer burası.
Her olay artık böyle.
Adalet, fakirlerden hesap sorduğu için hiç bir büyük bela
önlenemiyor.