Mehmet Şeker Yeni Şafak Gazetesi

Sovyetler çöktü, ABD ne kadar dayanır?

O dönemde Başbakan Bülent Ecevit'ti. Türkiye nüfusu bugünkünün yarısı kadardı. Ülkede kan gövdeyi götürmekteydi. En sakin günde on kişi öldürülüyordu. Terörün adı o zamanlar...

06 Aralık 2016 | 364 okunma

O dönemde Başbakan Bülent Ecevit'ti. Türkiye nüfusu bugünkünün yarısı kadardı.
Ülkede kan gövdeyi götürmekteydi.
En sakin günde on kişi öldürülüyordu.
Terörün adı o zamanlar anarşi idi.
İstikrarsızlığa ve koalisyonlara o kadar alışmıştık ki, Ecevit gidiyor Demirel geliyor, Demirel gidiyor Ecevit geliyordu.
Tahterevalliye binenleri seyredenler gibiydik.
Fakirdik, ne kadar fakir olduğumuzun da tam farkında değildik.
Dünya iki kutupluydu.
Bir yanda ABD, diğer yanda Sovyetler Birliği başı çekiyordu.
Kutuplaşma, askerî bloklara göreydi: NATO ve Varşova Paktı.
Aynı silahla sabah bir sağcının, öğleden sonra ise bir solcunun öldürüldüğünü çok sonraları öğrendik.
Arkadaşlarla bir araya gelir, “Ne olacak bu memleketin hali?” sorusuna cevap arardık.
*
Bir gün, inşaat için getirilmiş kum yığını üzerinde toplandık.
İnşaat yarım kalmış, bir süredir bekleyen kumlar yayılmıştı.
Elimizde kitaplar.
Yedi sekiz genç, her biri okuduğunu anlatıyor, aklımız erdiğince tartışıyoruz.
Bir arkadaş çok karamsardı o gün.
Geleceği aşırı karanlık görüyordu.
“Gücümüz ne ABD'ye yeter, ne Sovyetler'e… Otuz yıl içinde halimiz duman. Perişan edecekler bizi…”
Bense tam tersini düşünüyordum.
“Merak etme, hiçbir şey yapamazlar. Otuz yıl sonra Sovyetler movyetler kalmaz.”
*
Allah söyletti derler ya, tam öyle.
Kendimi çok bilgili sanıyorum ama ne ekonomiden anlarım, ne siyasetten.
Çok kitabım olsa da okuduklarım boyumu geçmez.
“Gerçek mi? Böyle mi düşünüyorsun?”
“Elbette. Dağılır gider bu SSCB.”
“Çok hayalcisin.”
Başka bir arkadaş, “Peki ya ABD?” diye sordu. “O kalır mı?”
“Belki o biraz daha dayanır ama onun da çatırdaması yakındır. En fazla elli yıl sonra.”
*
Söylediklerim çok hoş gelmişti arkadaşlara.
Fakat dayanak noktası istiyorlardı.
Dedim ki “Osmanlı bile çöktükten sonra, hiçbir büyük devlet fazla yaşayamaz. Hele ki bunlar gibi vampir zihniyetli olanlar… Bunlar sadece vampir değil, aynı zamanda yamyam. Kendi türüyle beslenen vahşi yaratıklar. Bu kafayla uzun gidemezler.”
Okuduklarımdan aklımda kalan bir cümle geldi dilime: “Zulümle abat olunmaz.”
Hiç biri itiraz etmedi.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Cahillik sınır tanımaz 30 Nisan 2024 | 180 Okunma Anca gidersiniz 26 Nisan 2024 | 113 Okunma Garson nereye baksın? 23 Nisan 2024 | 163 Okunma Bize lütfen bir avuç toprak bırakmışlar 19 Nisan 2024 | 163 Okunma Vah zavallı İsrail 16 Nisan 2024 | 167 Okunma