Mehmet Şeker Yeni Şafak Gazetesi

Kendi arabamız

Biz oyuncağını kendi eliyle yapan çocuklardık. Ağaç dalından at yapar, koştururduk. Kamçımız da ufak bir dal parçasıydı. Rüzgâr gibi uçar giderdi atlarımız. Balya telinden araba yapar...

29 Kasım 2016 | 265 okunma

Biz oyuncağını kendi eliyle yapan çocuklardık.
Ağaç dalından at yapar, koştururduk.
Kamçımız da ufak bir dal parçasıydı.
Rüzgâr gibi uçar giderdi atlarımız.
Balya telinden araba yapar, süpürge ile sokağı veya boş araziyi temizleyerek açtığımız dolambaçlı yollarda yarışırdık.
Diğerini geçmek değil, düzgünce kullanmak ve yoldan dışarı çıkmamaktı maharet.
Gazoz kapakları hazinemizdi.
Her birinin değeri vardı.
*
Bineceğimiz arabayı da kendimiz yapardık.
Ağaçtan.
Sağlam bir ceviz dalından dört tekerlek keser, ortasına burgu ile delik açardık.
Arka tekerlekler öndekilerden daha büyük olurdu.
Tıpkı arka dingilin ön dingilden büyük olması gibi.
Tekerlerin her birinin üstünü sağlam lastik parçaları çakardık ufak çivilerle.
İki dingil arasına uzatıp çaktığımız bir buçuk metrelik odun da sağlam olmak zorundaydı.
Ona at arabalarındaki gibi 'ok' derdik.
*
Ön dingil hareketli olurdu.
Manevra yaptığımızda sağa sola dönebilmesi için ip bağlardık.
O ip, direksiyon görevi göreceği için çok önemliydi.
Arka kısmına iki ilave tahta çakarak, oturacak yer yapar, ayak koyacağımız yere de ufak bir odun parçası çakmak gerekirdi.
Yamaçtan aşağı saldık mı, tıkır tıkır gider, bazen ayağımızı yere koyarak fren yapmak zorunda kalırdık.
Yine ufak bir dal parçasından arka tekere temas eden el freni de olurdu.
*
Yarışların keyfi bambaşkaydı.
Tekerleklerin sürtünmeden dolayı tutuşmaması için yağ sürerdik.
Yokuş bittiğinde, düzlüğe gelince yavaşlayıp duran tahta arabamızın ipinden tutar, yukarı doğru çeke çeke yürürdük.
Hayat gibiydi bizim arazilerimiz; inişli çıkışlı.
Tepeye çıktıktan sonra tekrar binip aşağıya kadar hızlanırdık.
Geriye doğru hafifçe eğilmek, hızı artırırdı.
Bir defasında dayım bana gerçek direksiyonlu bir araba yapmıştı.
O direksiyonu nereden buldu, nasıl da merak etmiştim.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kemal Bey’in öfkesi 07 Mayıs 2024 | 372 Okunma Yaşasın 1 Mayıs, kahrolsun teröristler 03 Mayıs 2024 | 116 Okunma Cahillik sınır tanımaz 30 Nisan 2024 | 185 Okunma Anca gidersiniz 26 Nisan 2024 | 115 Okunma Garson nereye baksın? 23 Nisan 2024 | 165 Okunma